Cimcime Ayşe Büyüyor
Türkiye edebiyatının önemli öykücülerinden Nezihe Meriç (1925-2009) yazdıklarında çocuklara ve kadınlara hep özel bir yer verdi.
Yedi kitaptan oluşan dizisinin dördüncü kitabı Küçük Bir Kız Tanıyorum Dokuz Yaşında, yenilenmiş baskısıyla, Emine Bora’nın çizimleriyle okurlarla buluşuyor...
Annesi babası çalışan ve evde tek başına kalarak büyüyen Ayşe’nin hikayesi, iç dünyası, hayatla ilişkisi Nezihe Meriç’in arı duru anlatımıyla can buluyor.
Tadımlık
“Ayşecim neden böyle şeyler uyduruyorsun?” diyor. Ayşe çok şaşırıyor. Uydurmuyor ki. O ev, şeyde, uf bunu anlatması zor, aklında, neresi olduğunu bilmediği bir yerde, babaanne, hayalinde, demişti işte orada sahiden var. Ayşe orada denize giriyor, kumların arasında renkli taşlar topluyor. Akşama dek hep mayosuyla dolaşıyor. Öyle rahat ki! Orada bir tane ağaç var. Hani bu evlerinin önündeki çınar var ya, işte onun gibi kocaman bir ağaç. Onun gölgesine koydular yemek masasını. Orada baba açık havada mangal yakıyor. Hani babaanneye gittikleri zaman yaktığı gibi. Anne de köfte yapıyor, off öyle güzel kokuyor ki...
Cimcime Ayşe Büyüyor
Türkiye edebiyatının önemli öykücülerinden Nezihe Meriç (1925-2009) yazdıklarında çocuklara ve kadınlara hep özel bir yer verdi.
Yedi kitaptan oluşan dizisinin dördüncü kitabı Küçük Bir Kız Tanıyorum Dokuz Yaşında, yenilenmiş baskısıyla, Emine Bora’nın çizimleriyle okurlarla buluşuyor...
Annesi babası çalışan ve evde tek başına kalarak büyüyen Ayşe’nin hikayesi, iç dünyası, hayatla ilişkisi Nezihe Meriç’in arı duru anlatımıyla can buluyor.
Tadımlık
“Ayşecim neden böyle şeyler uyduruyorsun?” diyor. Ayşe çok şaşırıyor. Uydurmuyor ki. O ev, şeyde, uf bunu anlatması zor, aklında, neresi olduğunu bilmediği bir yerde, babaanne, hayalinde, demişti işte orada sahiden var. Ayşe orada denize giriyor, kumların arasında renkli taşlar topluyor. Akşama dek hep mayosuyla dolaşıyor. Öyle rahat ki! Orada bir tane ağaç var. Hani bu evlerinin önündeki çınar var ya, işte onun gibi kocaman bir ağaç. Onun gölgesine koydular yemek masasını. Orada baba açık havada mangal yakıyor. Hani babaanneye gittikleri zaman yaktığı gibi. Anne de köfte yapıyor, off öyle güzel kokuyor ki...