Yılın uzun gecesi idi. Denizin derinliklerinde yaşayan ihtiyar balık on iki bin yavrusunu ve torununu etrafına toplamış, onlara bir hikaye anlatıyordu:
“Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde annesiyle birlikte bir ırmakta yaşayan küçük bir kara balık varmış. Bu ırmak dağın taş yarıklarından doğup, vadinin derinliklerine akarmış.
Küçük Kara Balık ile annesinin yuvası ise, çatısı yosundan olan siyah bir taşın arkasındaydı. Geceleri bu yosundan çatının altında birlikte uyurlardı. Küçük Balık ise bir kerecik bile olsa evinden ay ışığını görebilmenin özlemini çekerdi.
Yılın uzun gecesi idi. Denizin derinliklerinde yaşayan ihtiyar balık on iki bin yavrusunu ve torununu etrafına toplamış, onlara bir hikaye anlatıyordu:
“Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde annesiyle birlikte bir ırmakta yaşayan küçük bir kara balık varmış. Bu ırmak dağın taş yarıklarından doğup, vadinin derinliklerine akarmış.
Küçük Kara Balık ile annesinin yuvası ise, çatısı yosundan olan siyah bir taşın arkasındaydı. Geceleri bu yosundan çatının altında birlikte uyurlardı. Küçük Balık ise bir kerecik bile olsa evinden ay ışığını görebilmenin özlemini çekerdi.