196Amerika’nın yoksul bir semtinde yaşayan küçük Cedric, güzel kalpli annesi ile beraber İngiltere’ye doğru yola çıkar. Küçük yaşta kaybettiği soylu babasının ailesi, muazzam bir servetin vârisi olarak onu beklemektedir. Artık o küçük Cedric değil, küçük bir lorddur. Soyu bu unvanı ona bağışlasa da tam bir lord olabilmesi için her şeyden önce, çevrede sertliğiyle ün yapan, bencilliği yalnızlığını besleyen büyükbabasının gözüne girmelidir. Peki, hayata masumiyetin pencerelerinden ve acılar sarmalında yaşamını sürdürmeye çalışan insanların gözünden bakan bu çocuk, sevgiyi tüm hisleriyle hatırlatan bu küçük beden, yalnızlığın ve bencilliğin kalın duvarlarını yıkabilecek midir?
196Amerika’nın yoksul bir semtinde yaşayan küçük Cedric, güzel kalpli annesi ile beraber İngiltere’ye doğru yola çıkar. Küçük yaşta kaybettiği soylu babasının ailesi, muazzam bir servetin vârisi olarak onu beklemektedir. Artık o küçük Cedric değil, küçük bir lorddur. Soyu bu unvanı ona bağışlasa da tam bir lord olabilmesi için her şeyden önce, çevrede sertliğiyle ün yapan, bencilliği yalnızlığını besleyen büyükbabasının gözüne girmelidir. Peki, hayata masumiyetin pencerelerinden ve acılar sarmalında yaşamını sürdürmeye çalışan insanların gözünden bakan bu çocuk, sevgiyi tüm hisleriyle hatırlatan bu küçük beden, yalnızlığın ve bencilliğin kalın duvarlarını yıkabilecek midir?