Bir çocuk gibi mi bakmalı dünyaya? Büyüdükçe anlamı yitirir mi insan?
Küçük Prens çiçeğiyle vedalaşıp bir dost bulabilmek için çıkıyor yola. Hayata yüreğiyle bakanlar için kolaydır aradığını bulmak. Öyle yapıyor Küçük Prens de, yüreğiyle bakıyor hayata. Yedi gezegen geziyor ve şu “tuhaf” büyüklerden biriyle karşılaşıyor her durağında. Her seferinde şaşırıyor onların dünyasına. Hayatı rakamlardan ibaret sanan büyüklerin ne kadar da anlamsız şeylere önem verdiklerini düşünüyor, oysa küçükler her şeyin farkında.
İçinde çiçeğinin özlemi başka diyarları keşfe çıkan Küçük Prens çok şey öğreniyor yolculuk boyunca. Dostlar biriktiriyor arkada ama artık gitmek zorunda. Çünkü onun kalbini bağladığı bir çiçek var, çünkü hayat, o çiçek yaşadıkça güzel, çünkü o çiçek sadece Küçük Prens’in çiçeği.
Antoine de Saint-Exupéry’nin ölümsüz eseri Küçük Prens, bu kez Zülfü Livaneli’nin özel seçkisi içinde ve onun önsözüyle okurla buluşuyor ve anlamını yitirmiş bir dünyada bir kez daha umudu uyandırıyor.
Bir çocuk gibi mi bakmalı dünyaya? Büyüdükçe anlamı yitirir mi insan?
Küçük Prens çiçeğiyle vedalaşıp bir dost bulabilmek için çıkıyor yola. Hayata yüreğiyle bakanlar için kolaydır aradığını bulmak. Öyle yapıyor Küçük Prens de, yüreğiyle bakıyor hayata. Yedi gezegen geziyor ve şu “tuhaf” büyüklerden biriyle karşılaşıyor her durağında. Her seferinde şaşırıyor onların dünyasına. Hayatı rakamlardan ibaret sanan büyüklerin ne kadar da anlamsız şeylere önem verdiklerini düşünüyor, oysa küçükler her şeyin farkında.
İçinde çiçeğinin özlemi başka diyarları keşfe çıkan Küçük Prens çok şey öğreniyor yolculuk boyunca. Dostlar biriktiriyor arkada ama artık gitmek zorunda. Çünkü onun kalbini bağladığı bir çiçek var, çünkü hayat, o çiçek yaşadıkça güzel, çünkü o çiçek sadece Küçük Prens’in çiçeği.
Antoine de Saint-Exupéry’nin ölümsüz eseri Küçük Prens, bu kez Zülfü Livaneli’nin özel seçkisi içinde ve onun önsözüyle okurla buluşuyor ve anlamını yitirmiş bir dünyada bir kez daha umudu uyandırıyor.