13 yaşındaki genç bir kızın kaleme aldığı bu kitabı okurken, “Bazen sevinecek, bazen hüzünlenecek bazen de gözyaşlarına hâkim olamayacaksınız.” Şimdi sizi yazarımızın kaleme aldığı kitapla baş başa bırakıyoruz.
1. Bölüm:
Melis öğretmen, okulun öğretmenler odasında oturmuş camdan dışarıyı seyrediyordu. İstanbul Eminönü’ndeki bir İmam Hatip Ortaokulu’nda resim öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Beyaz tenli, ela gözlü, uzun boylu, çok güzel bir kadındı. Güzel olduğu kadar saygılı ve terbiyeliydi aynı zamanda.
Bu okulda göreve başlayalı iki ay olmasına rağmen öğrencilerin en sevdiği öğretmen oluvermişti. Melis öğretmen, derslerinde öğrencilerine, İslam’ın güzelliklerini anlatıyor ve onlarda Kudüs bilinci oluşturmaya çalışıyordu.
Biliyordu ki her Müslüman’ın görevi, böyle mukaddes konularda bilgi sahibi olmak ve hayatını bu doğrultuda yaşamaktır. Öğrencileri, Mescid -i Aksâ’yı öyle güzel resmediyorlardı ki resmi güzel yapan veyahut yapamayan öğrencileri, sanki bir ressam gibi resim yapıyorlardı.
Kim bilir, belki de kalplerine ektiği Kudüs aşkı meyvesini böyle veriyordur?
13 yaşındaki genç bir kızın kaleme aldığı bu kitabı okurken, “Bazen sevinecek, bazen hüzünlenecek bazen de gözyaşlarına hâkim olamayacaksınız.” Şimdi sizi yazarımızın kaleme aldığı kitapla baş başa bırakıyoruz.
1. Bölüm:
Melis öğretmen, okulun öğretmenler odasında oturmuş camdan dışarıyı seyrediyordu. İstanbul Eminönü’ndeki bir İmam Hatip Ortaokulu’nda resim öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Beyaz tenli, ela gözlü, uzun boylu, çok güzel bir kadındı. Güzel olduğu kadar saygılı ve terbiyeliydi aynı zamanda.
Bu okulda göreve başlayalı iki ay olmasına rağmen öğrencilerin en sevdiği öğretmen oluvermişti. Melis öğretmen, derslerinde öğrencilerine, İslam’ın güzelliklerini anlatıyor ve onlarda Kudüs bilinci oluşturmaya çalışıyordu.
Biliyordu ki her Müslüman’ın görevi, böyle mukaddes konularda bilgi sahibi olmak ve hayatını bu doğrultuda yaşamaktır. Öğrencileri, Mescid -i Aksâ’yı öyle güzel resmediyorlardı ki resmi güzel yapan veyahut yapamayan öğrencileri, sanki bir ressam gibi resim yapıyorlardı.
Kim bilir, belki de kalplerine ektiği Kudüs aşkı meyvesini böyle veriyordur?