Göğsünün üstüne bastırdığı bir fotoğraf, gözünün önünden gitmeyen bir bakış, gecenin karanlığını yırtan akortsuz bir keman sesi…
İlk kitabı “Çember Çekmece” ile kalplerimize dokunan Özge Can, ikinci öykü kitabı “Kukla” ile hüzünlü bir coğrafyanın sepya tonlu fotoğrafını sunuyor bizlere.
“Gitmem gerek, demişti; kendim için, sana rağmen, bana rağmen gitmem gerek demişti.”
“Seslendim. Seninleyim, bak yanındayım, dedim. Baktığın anda göreceksin, baharı getirdim sana. Cemreler düştü. Filize durdu her şey. Köye gideriz. Çiçeklerden hangi ağaç olduğunu tahmin ederiz. Sen yine bilirsin. Ben gözünün ferinden ışık alırım, meyveye durur ruhum.”
Duru anlatımıyla Özge Can bir vagonun penceresinden dışarıda bekleşenlerin, ıssızlığın içinde yön bulmaya çalışanların öykülerini dile getiriyor.
“Kukla” ile ipleri görünmez olan, kuytularda kalan ve unutulan incelikleri anımsatıyor bizlere…
CANDAN SELMAN
Göğsünün üstüne bastırdığı bir fotoğraf, gözünün önünden gitmeyen bir bakış, gecenin karanlığını yırtan akortsuz bir keman sesi…
İlk kitabı “Çember Çekmece” ile kalplerimize dokunan Özge Can, ikinci öykü kitabı “Kukla” ile hüzünlü bir coğrafyanın sepya tonlu fotoğrafını sunuyor bizlere.
“Gitmem gerek, demişti; kendim için, sana rağmen, bana rağmen gitmem gerek demişti.”
“Seslendim. Seninleyim, bak yanındayım, dedim. Baktığın anda göreceksin, baharı getirdim sana. Cemreler düştü. Filize durdu her şey. Köye gideriz. Çiçeklerden hangi ağaç olduğunu tahmin ederiz. Sen yine bilirsin. Ben gözünün ferinden ışık alırım, meyveye durur ruhum.”
Duru anlatımıyla Özge Can bir vagonun penceresinden dışarıda bekleşenlerin, ıssızlığın içinde yön bulmaya çalışanların öykülerini dile getiriyor.
“Kukla” ile ipleri görünmez olan, kuytularda kalan ve unutulan incelikleri anımsatıyor bizlere…
CANDAN SELMAN