Yedi güneşli bir sabahtı o
Kütüphaneye sürükledin beni,
Aklımın kutbu dışarıda güneşlerde kaldı.
Soluğunu savurmadım kitap kokusuna
Kitaplar dizildi gözlerine
Tekdüze rengi yoktu aşkın.
Mart karı sulusepken yağdı
Gidişin bir kırağı,
Güzelliğin saklı orada.
Kolayca söylenivermiş gibi görünen sözcüklerinin sert kabuğunu güç de olsa kırdım. Sonunda uçsuz bucaksız bir şiir köyünün tam ortasında buldum kendimi. Son derece girift, çapraşık ve çözümlemesi zor ama okumaya başlar başlamaz daha ilk dizelerde ökseye basmış̧ çırpınan bir serçe gibi insanı tutsak eden bir şiirle karşılaştım. Böylesine girift bir şiiri okuyanın giriftar olması yani çarpılması, çırpınması tutulması elbette kaçınılmazdı. Ve de kaleminden kelâm değil kan damlayan bir şair.
Yedi güneşli bir sabahtı o
Kütüphaneye sürükledin beni,
Aklımın kutbu dışarıda güneşlerde kaldı.
Soluğunu savurmadım kitap kokusuna
Kitaplar dizildi gözlerine
Tekdüze rengi yoktu aşkın.
Mart karı sulusepken yağdı
Gidişin bir kırağı,
Güzelliğin saklı orada.
Kolayca söylenivermiş gibi görünen sözcüklerinin sert kabuğunu güç de olsa kırdım. Sonunda uçsuz bucaksız bir şiir köyünün tam ortasında buldum kendimi. Son derece girift, çapraşık ve çözümlemesi zor ama okumaya başlar başlamaz daha ilk dizelerde ökseye basmış̧ çırpınan bir serçe gibi insanı tutsak eden bir şiirle karşılaştım. Böylesine girift bir şiiri okuyanın giriftar olması yani çarpılması, çırpınması tutulması elbette kaçınılmazdı. Ve de kaleminden kelâm değil kan damlayan bir şair.