Türkiye’de “kültür ve tabiat varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması” bir söylem ve pratik olarak kültür mirası yönetiminin odağında yer almıştır. Bu “koruma” ve “aktarma” eylemi farklı dönemlerde farklı kavramlar ve uygulamalarla karşımıza çıkar. Erken Cumhuriyet’in kültür mirası tanımı, koruma ve yönetim uygulamaları dönemin siyasi, ekonomik ve kültürel bağlamı çerçevesinde farklı önceliklerle şekillenirken, bugün kültür mirasını yeni kavram ve yaklaşımlarla düşünüyoruz. Yakın dönemde kültür mirası alanında yürütülen araştırma ve çalışmaları, hem miras tanımının kapsamını hem de miras yönetimi anlayışını genişleten ve dönüştüren ulusal ve uluslararası tartışmalar yönlendiriyor. Bu tartışmaları şekillendiren etmenler arasında, değişen ulusal ve yerel öncelikler kadar, küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin ekonomileri birbirine girift biçimde eklemlemesi de var. Turizm, yaratıcı endüstriler gibi sektörler tüm ekonomilerde payını artırırken, kentleşme dünyanın her yerinde baskın dinamik haline geliyor, kırsal kültürler ve tarihten kalan birçok değer yok oluyor. İklim değişikliği, savaşlar, toplumsal çalkantılar, göçler kültür mirasının korunmasını öncelikli hale getirirken, geçmişle yapılan yüzleşmeler, adalet ve çoğulculuk odaklı hak arayışları ve insan hakları perspektifi kültür mirası araştırmalarının ve yönetiminin rotasını çiziyor. Kültür Mirası Yönetimi: Neden ve Nasıl? Türkiye’den Deneyimler ve Tartışmalar başlıklı bu kitap, Türkiye’de kültür ve tabiat varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki güncel yaklaşımları ve uygulamaları günümüz ulusal ve uluslararası tartışmaları bağlamında, eleştirel bir bakış açısıyla ele almaktadır. Kültür ve tabiat varlıkları kavramlarının kapsamı, koruma ve miraslaştırma süreçleri ve bu değerlerin yönetimi konularında Türkiye’deki güncel politikaların ve uygulamaların niteliğini ve ne tür değişim dinamikleri ile karşı karşıya olunduğunu kitaba katkıda bulunan elliyi aşkın yazar değerlendirmekte ve tartışmakta. Bu değerlendirmeler yapılırken uluslararası akademik tartışmalar, yeni düşünsel açılımlar, UNESCO ve ICOMOS gibi uzman uluslararası kurumların geliştirdiği ilkeler, kavramlar, yöntemler, sözleşmeler ve uygulama rehberleri yol gösterici kaynaklar olarak yer aldı.
Türkiye’de “kültür ve tabiat varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması” bir söylem ve pratik olarak kültür mirası yönetiminin odağında yer almıştır. Bu “koruma” ve “aktarma” eylemi farklı dönemlerde farklı kavramlar ve uygulamalarla karşımıza çıkar. Erken Cumhuriyet’in kültür mirası tanımı, koruma ve yönetim uygulamaları dönemin siyasi, ekonomik ve kültürel bağlamı çerçevesinde farklı önceliklerle şekillenirken, bugün kültür mirasını yeni kavram ve yaklaşımlarla düşünüyoruz. Yakın dönemde kültür mirası alanında yürütülen araştırma ve çalışmaları, hem miras tanımının kapsamını hem de miras yönetimi anlayışını genişleten ve dönüştüren ulusal ve uluslararası tartışmalar yönlendiriyor. Bu tartışmaları şekillendiren etmenler arasında, değişen ulusal ve yerel öncelikler kadar, küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin ekonomileri birbirine girift biçimde eklemlemesi de var. Turizm, yaratıcı endüstriler gibi sektörler tüm ekonomilerde payını artırırken, kentleşme dünyanın her yerinde baskın dinamik haline geliyor, kırsal kültürler ve tarihten kalan birçok değer yok oluyor. İklim değişikliği, savaşlar, toplumsal çalkantılar, göçler kültür mirasının korunmasını öncelikli hale getirirken, geçmişle yapılan yüzleşmeler, adalet ve çoğulculuk odaklı hak arayışları ve insan hakları perspektifi kültür mirası araştırmalarının ve yönetiminin rotasını çiziyor. Kültür Mirası Yönetimi: Neden ve Nasıl? Türkiye’den Deneyimler ve Tartışmalar başlıklı bu kitap, Türkiye’de kültür ve tabiat varlıklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki güncel yaklaşımları ve uygulamaları günümüz ulusal ve uluslararası tartışmaları bağlamında, eleştirel bir bakış açısıyla ele almaktadır. Kültür ve tabiat varlıkları kavramlarının kapsamı, koruma ve miraslaştırma süreçleri ve bu değerlerin yönetimi konularında Türkiye’deki güncel politikaların ve uygulamaların niteliğini ve ne tür değişim dinamikleri ile karşı karşıya olunduğunu kitaba katkıda bulunan elliyi aşkın yazar değerlendirmekte ve tartışmakta. Bu değerlendirmeler yapılırken uluslararası akademik tartışmalar, yeni düşünsel açılımlar, UNESCO ve ICOMOS gibi uzman uluslararası kurumların geliştirdiği ilkeler, kavramlar, yöntemler, sözleşmeler ve uygulama rehberleri yol gösterici kaynaklar olarak yer aldı.