Allah, kilitlenmiş kalpleri açılır diye, insanoğlunu çepeçevre kuşatan yüzlerce mucizeye dikkat çekiyor. Böylece insanın üzerinde yaratıldığı temiz İslâm fıtratını dünyada hayatını bu yönde devam ettirebilsin Kur’ân-ı hak üzere indirmiş olan Allah’a karşı gelmekten sakınabilsin.
“Muhakkak ki göklerde ve yerde mü’minler için âyetler vardır.”
İnsanoğlu gözünü hangi noktaya çevirirse çevirsin akılları durduran kâinatta Allah’ın ayetleriyle karşı karşıya gelmekte, onları seyretmektedir. Bu kâinatta Allah’ın eseri, âyeti olmayan hangi şey vardır ki. Bunca ulu ve akıl almaz gezegenleriyle şu gökyüzü bunca büyüklüklerine rağmen boşluğa fırlatılmış birer tane gibi olan yıldızlarıyla korkunç ve dehşet verici, üstelik de geceleyin gözleri kamaştıran kocaman bir avize misali fezamız.
Diğer taraftan insanoğluna kıyasla çok geniş ve engin olan şu yeryüzü, koca yıldızlara kıyasla boşluğa fırlatılmış bir zerre olmaktan öteye geçmeyen dünyamız.
Evet yeryüzündeki her şey... Her canlı bir âyettir. Bir mucizedir... Her şeyin en küçük parçası ve her canlının en basit ferdi... Bir âyettir.... Bir mucizedir... Küçüğü de, incesi de, büyüğü de, kalını da... Bir âyettir... Bir mucizedir... Şu kocaman ağacın, şu küçücük yaprağın veya şu basit bitkinin şu değersiz dalı... Bir âyettir. Bir mucizedir... Şekli itibarıyla mucizedir... Hacmi itibarıyla mucizedir... rengi itibariyle mucizedir. Şekli-durumu itibariyle mucizedir. Bir hayvanın veya bir insanın bedenindeki şu en basit bir kıl... Bir mucizedir... Bir âyettir... Rengi, özelliği ve hacmi itibariyle bir mucizedir... Bir kuşun kanadındaki şu basit bir tel madesi vazifesi ve şekli itibariyle bir mucizedir... Bir âyettir... kısacası gökte ve yerde insanoğlu gözünü hangi noktaya iliştirirse yığınlarca mucizelerle, üst üste gelen âyetlerle-nişanelerle karşılaşır. Kalbiyle, gözüyle, kulağıyla bunların haykıran sadalarını duyar.
Ancak bütün bu adı geçen harikulade eserler kimlere lisan’i halleriyle mesaj teşkil edebilir? Evet, bu âyetler kime açıklanıyor, kimin için? Kim görebilir bu apaçık mucizeleri ve farkına varabilir bu âyetlerin?
Allah, kilitlenmiş kalpleri açılır diye, insanoğlunu çepeçevre kuşatan yüzlerce mucizeye dikkat çekiyor. Böylece insanın üzerinde yaratıldığı temiz İslâm fıtratını dünyada hayatını bu yönde devam ettirebilsin Kur’ân-ı hak üzere indirmiş olan Allah’a karşı gelmekten sakınabilsin.
“Muhakkak ki göklerde ve yerde mü’minler için âyetler vardır.”
İnsanoğlu gözünü hangi noktaya çevirirse çevirsin akılları durduran kâinatta Allah’ın ayetleriyle karşı karşıya gelmekte, onları seyretmektedir. Bu kâinatta Allah’ın eseri, âyeti olmayan hangi şey vardır ki. Bunca ulu ve akıl almaz gezegenleriyle şu gökyüzü bunca büyüklüklerine rağmen boşluğa fırlatılmış birer tane gibi olan yıldızlarıyla korkunç ve dehşet verici, üstelik de geceleyin gözleri kamaştıran kocaman bir avize misali fezamız.
Diğer taraftan insanoğluna kıyasla çok geniş ve engin olan şu yeryüzü, koca yıldızlara kıyasla boşluğa fırlatılmış bir zerre olmaktan öteye geçmeyen dünyamız.
Evet yeryüzündeki her şey... Her canlı bir âyettir. Bir mucizedir... Her şeyin en küçük parçası ve her canlının en basit ferdi... Bir âyettir.... Bir mucizedir... Küçüğü de, incesi de, büyüğü de, kalını da... Bir âyettir... Bir mucizedir... Şu kocaman ağacın, şu küçücük yaprağın veya şu basit bitkinin şu değersiz dalı... Bir âyettir. Bir mucizedir... Şekli itibarıyla mucizedir... Hacmi itibarıyla mucizedir... rengi itibariyle mucizedir. Şekli-durumu itibariyle mucizedir. Bir hayvanın veya bir insanın bedenindeki şu en basit bir kıl... Bir mucizedir... Bir âyettir... Rengi, özelliği ve hacmi itibariyle bir mucizedir... Bir kuşun kanadındaki şu basit bir tel madesi vazifesi ve şekli itibariyle bir mucizedir... Bir âyettir... kısacası gökte ve yerde insanoğlu gözünü hangi noktaya iliştirirse yığınlarca mucizelerle, üst üste gelen âyetlerle-nişanelerle karşılaşır. Kalbiyle, gözüyle, kulağıyla bunların haykıran sadalarını duyar.
Ancak bütün bu adı geçen harikulade eserler kimlere lisan’i halleriyle mesaj teşkil edebilir? Evet, bu âyetler kime açıklanıyor, kimin için? Kim görebilir bu apaçık mucizeleri ve farkına varabilir bu âyetlerin?