Bugün insanlık için nübüvvet kültürünü semâvî kitap olarak muhafaza eden tek kaynak Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bu yüzdendir ki insan onun derûnî manalarına nüfûz ettikçe, Allah'ı düşünce, akıl ve his yoluyla duymaya, anlamaya, kavramaya ve O'na yakınlaşmaya daha fazla gayret göstermektedir. Bu anlamda Kur'ân-ı Kerîm müminler için bir nur, bir ışık ve bir yol göstericidir. Böyle olunca elbette ki Kur’ân’ın muhtevasını anlamaya çalışmak yanında onun tarihiyle alakalı hususlarda bilgi sahibi olmak da her Müslüman için gereklidir. Hele dini tahsil yapan kimseler için bu, başta gelen bir vazifedir. Çünkü söz konusu bilgiler, Kur'ân'ın hidâyetine ulaşıp, onun sesini duymak ve onun yüksek âhengiyle coşmak için asıl kabul edilen anlamın kavranmasında, yardımcı bir unsur niteliğindedir.
Bugün insanlık için nübüvvet kültürünü semâvî kitap olarak muhafaza eden tek kaynak Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bu yüzdendir ki insan onun derûnî manalarına nüfûz ettikçe, Allah'ı düşünce, akıl ve his yoluyla duymaya, anlamaya, kavramaya ve O'na yakınlaşmaya daha fazla gayret göstermektedir. Bu anlamda Kur'ân-ı Kerîm müminler için bir nur, bir ışık ve bir yol göstericidir. Böyle olunca elbette ki Kur’ân’ın muhtevasını anlamaya çalışmak yanında onun tarihiyle alakalı hususlarda bilgi sahibi olmak da her Müslüman için gereklidir. Hele dini tahsil yapan kimseler için bu, başta gelen bir vazifedir. Çünkü söz konusu bilgiler, Kur'ân'ın hidâyetine ulaşıp, onun sesini duymak ve onun yüksek âhengiyle coşmak için asıl kabul edilen anlamın kavranmasında, yardımcı bir unsur niteliğindedir.