“İnsan kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olan emek; ancak, insan, üretim ilişkileri ve süreci içinde, insan olarak bir yere sahip olduğu ölçüde bir meta olmaktan çıkabilir. Bu ise insan emeği ve bu emeğin ürünü üzerindeki yetkinin, sermayenin tekelleşmesi yönünde devredilmesi biçimindeki uygulama yerine, herkesin, emeği ve emeğinin ürünü üzerinde her bakımdan özgürce ve insan olarak karar sahibi ve etkin olma durumuna ulaşması ile bağlantılı görünmektedir.”
Alpaslan Işıklı, bu önemli çalışmasında temel bir soruna; demokrasi ve sosyalizm sorununa ilişkin bazı tartışmaların gün ışığına çıkmasına katkıda bulunuyor.
Bunu yaparken de “Özyönetim” kavramını, kavramın sosyalizm içindeki yerini hem tarihsel açıdan hem Yugoslavya deneyi özelinde inceliyor.
“İnsan kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olan emek; ancak, insan, üretim ilişkileri ve süreci içinde, insan olarak bir yere sahip olduğu ölçüde bir meta olmaktan çıkabilir. Bu ise insan emeği ve bu emeğin ürünü üzerindeki yetkinin, sermayenin tekelleşmesi yönünde devredilmesi biçimindeki uygulama yerine, herkesin, emeği ve emeğinin ürünü üzerinde her bakımdan özgürce ve insan olarak karar sahibi ve etkin olma durumuna ulaşması ile bağlantılı görünmektedir.”
Alpaslan Işıklı, bu önemli çalışmasında temel bir soruna; demokrasi ve sosyalizm sorununa ilişkin bazı tartışmaların gün ışığına çıkmasına katkıda bulunuyor.
Bunu yaparken de “Özyönetim” kavramını, kavramın sosyalizm içindeki yerini hem tarihsel açıdan hem Yugoslavya deneyi özelinde inceliyor.