Elinizdeki çalışmanın konusu M. Reşîd Rızâ (1865-1935) ile Muhammed Abduh’un (1849-1905) Tefsîrü’l-Menâr’da (Tefsîru’l-Kur’âni’l-Hakîm) yer alan Kur’an kıssalarına yönelik yeni diyebileceğimiz yaklaşımları hakkındadır. Bilindiği üzere, Abduh ile Reşîd Rızâ’nın yaşadığı dönem pozitivizm ile rasyonalizmin oldukça baskın olduğu 19. asrın son çeyreği ile 20. yüzyılın ilk çeyreğine rastlar. Bu konjonktür ister istemez dinî düşünce sahasında da etkili olmuş ve buna bağlı olarak bazı epistemik değişimlerin meydana gelmesini tetiklemiştir. Bu değişimlerin yansımaları bir şekilde İslâmî ilimlerle ilgili yöntem anlayışında da kendini göstermiştir. Şöyle ki İslam dünyasının hakikat algısındaki öncelik sem’iyata/rivayete dayalıyken, bu öncelik sem’iyâttan müşâhedeye, yani rivayetten rasyonaliteye doğru evrilmiştir. Bu yeni epistemik anlayış Kur’an’ı anlama çabasının bir ifadesi olan Tefsir ilmi ve Ulûmu’l-Kur’an’da da uygulanma alanı bulmuştur. Bu epistemik değişimin yansımaları başta Hint alt kıtası ve Mısır olmak üzere tüm İslam dünyasında görülmeye başlanmış ve buna uygun yeni Kur’an yorumlarına rastlanmıştır. Dolayısıyla bu yeni yorumlardan kıssalar da kendine düşen payı almıştır. Bu bağlamda döneme damgasını vuran değişimin etkileri Tefsîrü’l-Menâr’da, dolayısıyla burada yer alan kıssalarda da kendini göstermiştir. İşte bu çalışmanın amacı da mezkûr tefsirde yer alan kıssaların arasında genel olarak bu epistemik değişimin etkisinde olanları tespit edip ortaya çıkarmaktır.
Elinizdeki çalışmanın konusu M. Reşîd Rızâ (1865-1935) ile Muhammed Abduh’un (1849-1905) Tefsîrü’l-Menâr’da (Tefsîru’l-Kur’âni’l-Hakîm) yer alan Kur’an kıssalarına yönelik yeni diyebileceğimiz yaklaşımları hakkındadır. Bilindiği üzere, Abduh ile Reşîd Rızâ’nın yaşadığı dönem pozitivizm ile rasyonalizmin oldukça baskın olduğu 19. asrın son çeyreği ile 20. yüzyılın ilk çeyreğine rastlar. Bu konjonktür ister istemez dinî düşünce sahasında da etkili olmuş ve buna bağlı olarak bazı epistemik değişimlerin meydana gelmesini tetiklemiştir. Bu değişimlerin yansımaları bir şekilde İslâmî ilimlerle ilgili yöntem anlayışında da kendini göstermiştir. Şöyle ki İslam dünyasının hakikat algısındaki öncelik sem’iyata/rivayete dayalıyken, bu öncelik sem’iyâttan müşâhedeye, yani rivayetten rasyonaliteye doğru evrilmiştir. Bu yeni epistemik anlayış Kur’an’ı anlama çabasının bir ifadesi olan Tefsir ilmi ve Ulûmu’l-Kur’an’da da uygulanma alanı bulmuştur. Bu epistemik değişimin yansımaları başta Hint alt kıtası ve Mısır olmak üzere tüm İslam dünyasında görülmeye başlanmış ve buna uygun yeni Kur’an yorumlarına rastlanmıştır. Dolayısıyla bu yeni yorumlardan kıssalar da kendine düşen payı almıştır. Bu bağlamda döneme damgasını vuran değişimin etkileri Tefsîrü’l-Menâr’da, dolayısıyla burada yer alan kıssalarda da kendini göstermiştir. İşte bu çalışmanın amacı da mezkûr tefsirde yer alan kıssaların arasında genel olarak bu epistemik değişimin etkisinde olanları tespit edip ortaya çıkarmaktır.