İslam'ın ondört asrı aşkın tarihi boyunca Müslümanların dini ilimlere yönelik merkezi ilgileri Kur'an üzerinde yoğunlaşmış ve bu yoğun ilginin doğal bir tezahürü olarak Kur'an'ın anlam hazinesi her zaman ve zeminde yeniden keşfedilmeye çalışılmıştır. Nüzul döneminden bu yana kesintisiz bir şekilde süregelen anlama ve yorumlama faaliyetlerine paralel olarak İslam tefsir tarihinde beyan, irfan ve burhan merkezli çeşitli yorum yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, temelde irfani epistemolojinin ürünü olan ve Şia'dan Sünni tasavvufa kadar oldukça geniş bir kültür havzasında kabul gören 'batını te'vil' doktrini ile, tarihsel süreçte Batıniyye-İsmailiyye fırkasının alamet-i farikası haline gelen bu doktrinin İslam tefsir ekolleri üzerindeki izdüşümlerini konu edinmektedir.
İslam'ın ondört asrı aşkın tarihi boyunca Müslümanların dini ilimlere yönelik merkezi ilgileri Kur'an üzerinde yoğunlaşmış ve bu yoğun ilginin doğal bir tezahürü olarak Kur'an'ın anlam hazinesi her zaman ve zeminde yeniden keşfedilmeye çalışılmıştır. Nüzul döneminden bu yana kesintisiz bir şekilde süregelen anlama ve yorumlama faaliyetlerine paralel olarak İslam tefsir tarihinde beyan, irfan ve burhan merkezli çeşitli yorum yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, temelde irfani epistemolojinin ürünü olan ve Şia'dan Sünni tasavvufa kadar oldukça geniş bir kültür havzasında kabul gören 'batını te'vil' doktrini ile, tarihsel süreçte Batıniyye-İsmailiyye fırkasının alamet-i farikası haline gelen bu doktrinin İslam tefsir ekolleri üzerindeki izdüşümlerini konu edinmektedir.