Bilindiği gibi Kur’ân-ı Kerim dışında diğer semâvî kitaplar hem lafız hem de anlam bakımından tahrife uğradıkları için, ilâhîlik vasıflarını kaybetmişlerdir. Bu bakımdan bugün insanlığın elinde bulunan tek orijinal kitap Kur’ân’dır. Bu niteliği sebebiyledir ki Kur’ân, asırlardan beri binlerce ilim adamının gözlerini hayranlıkla kendisine çevirdiği bir kitap olmuştur. Başta Müslüman bilginler olmak üzere pek çok ilim adamı bir taraftan onun kaynağı, kırâatı, tarihi üzerinde araştırma yapmışlar; diğer taraftan da içerdiği hükümler, müjde ve tehditler, öğüt ve kıssalarla ilgili eserler kaleme almışlardır. Kur’ân’ın Varlık ve Bilgi kaynağı olması onun İslam Medeniyeti içinde ortaya çıkmış her türlü düşünüş ve davranış biçiminin de temeli olduğu anlamına gelir ki, Kur’ân doğru anlaşılmadan söz konusu medeniyeti ve kültürü de doğru anlamak mümkün olmaz.
Bilindiği gibi Kur’ân-ı Kerim dışında diğer semâvî kitaplar hem lafız hem de anlam bakımından tahrife uğradıkları için, ilâhîlik vasıflarını kaybetmişlerdir. Bu bakımdan bugün insanlığın elinde bulunan tek orijinal kitap Kur’ân’dır. Bu niteliği sebebiyledir ki Kur’ân, asırlardan beri binlerce ilim adamının gözlerini hayranlıkla kendisine çevirdiği bir kitap olmuştur. Başta Müslüman bilginler olmak üzere pek çok ilim adamı bir taraftan onun kaynağı, kırâatı, tarihi üzerinde araştırma yapmışlar; diğer taraftan da içerdiği hükümler, müjde ve tehditler, öğüt ve kıssalarla ilgili eserler kaleme almışlardır. Kur’ân’ın Varlık ve Bilgi kaynağı olması onun İslam Medeniyeti içinde ortaya çıkmış her türlü düşünüş ve davranış biçiminin de temeli olduğu anlamına gelir ki, Kur’ân doğru anlaşılmadan söz konusu medeniyeti ve kültürü de doğru anlamak mümkün olmaz.