Kelimeler bir dilin yapı taşlarıdır. Dil de "düşüncenin kendini idrâk ettiği iklim, yeşerip boy attığı topraktır." Bugün Türkçemizde kullandığımız kelimelerin birçoğu Kur'ân kelimeleridir. Bu kelimeler asılları itibarıyla Arapça olmalarına rağmen, kültürümüzün ruhu mesabesinde olan İslamiyet'le beraber dilimize ve gönlümüze yerleşmiş, düşünce ufuklarımızı değiştirip genişletmişler ve Türkçe o kelimelerle bir zenginlik kazanmıştır.
Başlangıçta Kur'ân'daki anlamları ile dilimize giren bu kelimeler zamanla bir takım anlam kaymalarına uğrayarak değişmişler, buna paralel olarak düşünce şeklimiz ve kıymet hükümlerimiz de değişikliğe uğramıştır. "Takva" ve aynı kökten gelen, "muttakî", "ittika" kelimeleri bu tür kelimelerdendir. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan kimse, "ittika", "muttakî" ve "takva" kelimelerine sık sık rastlar. Arapça bilinmese de bunların önemli bir anlam ifade ettikleri hissedilir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm "takva" ve "muttakî" kelimeleri ile bize kâmil bir mü'mini anlatmaktadır; fakat özellikle onda bulunan Allah korkusunu/saygısını överek ve o yönüne ağırlık vererek anlatmaktadır.
Kelimeler bir dilin yapı taşlarıdır. Dil de "düşüncenin kendini idrâk ettiği iklim, yeşerip boy attığı topraktır." Bugün Türkçemizde kullandığımız kelimelerin birçoğu Kur'ân kelimeleridir. Bu kelimeler asılları itibarıyla Arapça olmalarına rağmen, kültürümüzün ruhu mesabesinde olan İslamiyet'le beraber dilimize ve gönlümüze yerleşmiş, düşünce ufuklarımızı değiştirip genişletmişler ve Türkçe o kelimelerle bir zenginlik kazanmıştır.
Başlangıçta Kur'ân'daki anlamları ile dilimize giren bu kelimeler zamanla bir takım anlam kaymalarına uğrayarak değişmişler, buna paralel olarak düşünce şeklimiz ve kıymet hükümlerimiz de değişikliğe uğramıştır. "Takva" ve aynı kökten gelen, "muttakî", "ittika" kelimeleri bu tür kelimelerdendir. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan kimse, "ittika", "muttakî" ve "takva" kelimelerine sık sık rastlar. Arapça bilinmese de bunların önemli bir anlam ifade ettikleri hissedilir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm "takva" ve "muttakî" kelimeleri ile bize kâmil bir mü'mini anlatmaktadır; fakat özellikle onda bulunan Allah korkusunu/saygısını överek ve o yönüne ağırlık vererek anlatmaktadır.