Babacığım! Bu kitabımı senin ruhuna ithaf ediyorum. Ben daha küçük bir çocukken ruhuma ahiret korkusunu sen yerleştirdin. Ancak sen bu duyguyu bana öğüt vererek ya da beni döverek aşılamış değilsin. Sen (bu duyguyu) gözümün önünde yaşıyordun. İçinde ahiret korkusu, dilinde ise ahiretin anısı (vardı). Üzerinde bulunan bir hakkı ödemek için son derece itina gösterirdin. Senin başkası üzerinde bulunan hakkın hususunda ise müsamaha ederdin. Ahiretten korkardın. Bunun için cezalandırmağa muktedir olduğun kötülüğü affederdin ki bu sana ahiret günün de keffaret olsun.
Babacığım! Bu kitabımı senin ruhuna ithaf ediyorum. Ben daha küçük bir çocukken ruhuma ahiret korkusunu sen yerleştirdin. Ancak sen bu duyguyu bana öğüt vererek ya da beni döverek aşılamış değilsin. Sen (bu duyguyu) gözümün önünde yaşıyordun. İçinde ahiret korkusu, dilinde ise ahiretin anısı (vardı). Üzerinde bulunan bir hakkı ödemek için son derece itina gösterirdin. Senin başkası üzerinde bulunan hakkın hususunda ise müsamaha ederdin. Ahiretten korkardın. Bunun için cezalandırmağa muktedir olduğun kötülüğü affederdin ki bu sana ahiret günün de keffaret olsun.