Uzun zaman önce, nerededir bilinmez, çok güzel bir prenses yaşarmış. Güzel prensesi, başta babası kral olmak üzere, herkes çok severmiş.
Prenses her gün, sarayın güllerle kaplı bahçesine çıkıp, oyun oynarmış. En sevdiği oyun; babasının armağanı olan, altın top ile oynamakmış. Güneşin altında pırıl pırıl parlayan top çok hoşuna gidermiş.
Günlerden bir gün prenses, altın topu ile bahçede oynuyormuş. Onu havalara atıyor, sonra tutuyormuş. Bir keresinde öyle bir yukarıya fırlattı ki, düşerken yakalayamamış. Ve altın top doğruca, sarayın bahçesindeki havuzun içine düşüvermiş.
Uzun zaman önce, nerededir bilinmez, çok güzel bir prenses yaşarmış. Güzel prensesi, başta babası kral olmak üzere, herkes çok severmiş.
Prenses her gün, sarayın güllerle kaplı bahçesine çıkıp, oyun oynarmış. En sevdiği oyun; babasının armağanı olan, altın top ile oynamakmış. Güneşin altında pırıl pırıl parlayan top çok hoşuna gidermiş.
Günlerden bir gün prenses, altın topu ile bahçede oynuyormuş. Onu havalara atıyor, sonra tutuyormuş. Bir keresinde öyle bir yukarıya fırlattı ki, düşerken yakalayamamış. Ve altın top doğruca, sarayın bahçesindeki havuzun içine düşüvermiş.