Küreselleşme Ve Avrupa Birliği Dünya Göç Hareketleri Dizisi - 1

Stok Kodu:
9786254177422
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
242
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%15 indirimli
195,00TL
165,75TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,26TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786254177422
1254714
Küreselleşme Ve Avrupa Birliği
Küreselleşme Ve Avrupa Birliği Dünya Göç Hareketleri Dizisi - 1
165.75

Mekân değişimi anlamına gelen Dünya göç hareketleri, insanın var olmasıyla ortaya çıkmıştır. Keşfedilen gen izlerine göre bu yer değiştirme hareketliliği nefes kesicidir. İnsan, içindeki “sınırsız merak”, yeni şeyleri öğrenme arzusu ve içinde var olan hükmetme dürtüsüyle “doğanın efendisi” olmaya odaklanmıştır.
Bilimsel verilere göre 70 bin yıl önce ortaya çıkan homo sapiens ile insan kültürü oluşmaya ve böylece onun tarihi de yazılmaya başlamıştır. Avcılık ve toplayıcılık döneminden sonra tarımsal üretim tarzını benimsemeleriyle de yerleşik düzene dolayısıyla kırsal yaşam tarzına dönük kültür yapılarına geçiyorlardı.
Son iki yüzyılda ise insanlık, modern sanayiye geçmenin ve doğanın gizemli anahtarını ele geçirmenin bir sonucu olarak doğayı değiştirme görevini devraldığı karmaşık bir sürece girmiştir.
Bu “büyük” değişimle birlikte dünya göç hareketleri de sanayileşmiş ülkeler tarafından kendi istihdam piyasalarının ihtiyaçlarına göre belirlenmekte ve ulusal gerekliliklere uygun olarak düzenlenmektedir. İş gücü piyasaları, ''kapalı konteynır'' gibi hareket ederken mallar, yatırımlar, para akışı ve bilgi paylaşımı ve taşımacılık için sınırsızlaşma sürmektedir. Ulusal sınırları aşan göçler AB'nin siyasi gündemini belirlemektedir. Türkiye örneğinde görüldüğü gibi A(E)T/AB Ortaklık Antlaşması'yla bağlayıcı olarak kararlaştırılan hukuki normlar çiğnenmektedir.
Bu kitapta, bu nedenler üzerinde durularak küresel söylemlerde ulusal ekonomilerin refah düzeyinin pazara giriş engellerinin yıkılmasıyla artacağı vurgulanırken neden insan gücü için bu savın savunulmaması gerektiği irdelenmektedir.

Mekân değişimi anlamına gelen Dünya göç hareketleri, insanın var olmasıyla ortaya çıkmıştır. Keşfedilen gen izlerine göre bu yer değiştirme hareketliliği nefes kesicidir. İnsan, içindeki “sınırsız merak”, yeni şeyleri öğrenme arzusu ve içinde var olan hükmetme dürtüsüyle “doğanın efendisi” olmaya odaklanmıştır.
Bilimsel verilere göre 70 bin yıl önce ortaya çıkan homo sapiens ile insan kültürü oluşmaya ve böylece onun tarihi de yazılmaya başlamıştır. Avcılık ve toplayıcılık döneminden sonra tarımsal üretim tarzını benimsemeleriyle de yerleşik düzene dolayısıyla kırsal yaşam tarzına dönük kültür yapılarına geçiyorlardı.
Son iki yüzyılda ise insanlık, modern sanayiye geçmenin ve doğanın gizemli anahtarını ele geçirmenin bir sonucu olarak doğayı değiştirme görevini devraldığı karmaşık bir sürece girmiştir.
Bu “büyük” değişimle birlikte dünya göç hareketleri de sanayileşmiş ülkeler tarafından kendi istihdam piyasalarının ihtiyaçlarına göre belirlenmekte ve ulusal gerekliliklere uygun olarak düzenlenmektedir. İş gücü piyasaları, ''kapalı konteynır'' gibi hareket ederken mallar, yatırımlar, para akışı ve bilgi paylaşımı ve taşımacılık için sınırsızlaşma sürmektedir. Ulusal sınırları aşan göçler AB'nin siyasi gündemini belirlemektedir. Türkiye örneğinde görüldüğü gibi A(E)T/AB Ortaklık Antlaşması'yla bağlayıcı olarak kararlaştırılan hukuki normlar çiğnenmektedir.
Bu kitapta, bu nedenler üzerinde durularak küresel söylemlerde ulusal ekonomilerin refah düzeyinin pazara giriş engellerinin yıkılmasıyla artacağı vurgulanırken neden insan gücü için bu savın savunulmaması gerektiği irdelenmektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat