1980’li yılların sonunda Sovyet Bloğu’nun dağılması, Berlin Duvarı’nm yıkılması ile adına Yeni Dünya Düzeni denilen küresel kapitalist sistem, tüm halleriyle çıplak gözle görülebilecek bir biçimde ortaya çıkar...Kapitalizm dinamikleri; IMF, DB ve DTÖ aracılığıyla ulusaşın şirketleri dünyanın en ücra noktalarına nüfus edecek şekilde yaygınlaştırır, egemen kılar. Kapitalizm küreselleşir / küreselleştirilir. Küreselleşme süreci, ulusaşın şirketler İçin bütün dünyayı açık pazar haline getirme yolunda ilerlerken, üreticiler/tarımcılar da pazara açılma politikalarından ve serbest piyasa kapsamına sokulma çalışmalarından kurtulamaz.Yaşama hakkının temel Ölçütlerinden birisi gıda egemenliği ve güvencesidir. Gıda egemenliği, yaşamın idame ettirilmesinden öte, yeterli ve sağlıklı beslenme ihtiyacını da içerir. Hem gıda egemenliği ile güvenliği hem de gıdanın kaynağı olan tarım, bu nedenlerden ötürü piyasa ekonomisinin risk ve belirsizliklerine bırakılamayacak bir öneme sahiptir.Küresel kapitalizm tarım sektöründe DTÖ, IMF, DB aracılığıyla ulusaşın şirketlerin egemenliğini tesis ediyor. Dünyanın her tarafında şirket tarımcılığına karşı; sürdürülebilir köylü tarımı -aile çiftçiliği- mücadelesi de gelişiyor. Bu çalışmanın sürdürülebilir köylü tarımı mücadelesine az da olsa bir katkısı olursa, amacına ulaşmış olacaktır.
1980’li yılların sonunda Sovyet Bloğu’nun dağılması, Berlin Duvarı’nm yıkılması ile adına Yeni Dünya Düzeni denilen küresel kapitalist sistem, tüm halleriyle çıplak gözle görülebilecek bir biçimde ortaya çıkar...Kapitalizm dinamikleri; IMF, DB ve DTÖ aracılığıyla ulusaşın şirketleri dünyanın en ücra noktalarına nüfus edecek şekilde yaygınlaştırır, egemen kılar. Kapitalizm küreselleşir / küreselleştirilir. Küreselleşme süreci, ulusaşın şirketler İçin bütün dünyayı açık pazar haline getirme yolunda ilerlerken, üreticiler/tarımcılar da pazara açılma politikalarından ve serbest piyasa kapsamına sokulma çalışmalarından kurtulamaz.Yaşama hakkının temel Ölçütlerinden birisi gıda egemenliği ve güvencesidir. Gıda egemenliği, yaşamın idame ettirilmesinden öte, yeterli ve sağlıklı beslenme ihtiyacını da içerir. Hem gıda egemenliği ile güvenliği hem de gıdanın kaynağı olan tarım, bu nedenlerden ötürü piyasa ekonomisinin risk ve belirsizliklerine bırakılamayacak bir öneme sahiptir.Küresel kapitalizm tarım sektöründe DTÖ, IMF, DB aracılığıyla ulusaşın şirketlerin egemenliğini tesis ediyor. Dünyanın her tarafında şirket tarımcılığına karşı; sürdürülebilir köylü tarımı -aile çiftçiliği- mücadelesi de gelişiyor. Bu çalışmanın sürdürülebilir köylü tarımı mücadelesine az da olsa bir katkısı olursa, amacına ulaşmış olacaktır.