Zikir, Allah Teâlâ’ya ulaştıran ibadetlerin en şereflilerinden biridir. Zira zikrin kaynağı sevgi ve muhabbettir. Seven kişi sevdiğini anar, böylelikle ona karşı sevgisi daha da güçlenir. Bu güçlü sevgi de kişiyi, mahbûbunun bütün sevdiği işlere sarılmayı, sevmediği işlerden de kaçınmayı gerektirir. Bu da mahbûbuna yakınlık kazandırır. Ümmetine nihâi derecede şefkatli olan Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem), hem fiilleriyle bu konuda bizlere örnek olmuş, hem de tavsiyeleriyle kalplerimize ışık tutmuştur. Uyanıştan uyumaya, sabahtan akşama, vukû bulan her hâdiseye karşın Müslümanın bir tutumunun ve duasının olduğunu bizlere öğretmiştir. Bizler de bu zikir ve dualara sımsıkı sarılmalı, dünya tarlasında âhiretimiz için azık biriktirmeliyiz. Zira huzurun ve Allah Teâlâ katında değerli olmanın yolu zikir ve duadan geçmektedir.
Zikir, Allah Teâlâ’ya ulaştıran ibadetlerin en şereflilerinden biridir. Zira zikrin kaynağı sevgi ve muhabbettir. Seven kişi sevdiğini anar, böylelikle ona karşı sevgisi daha da güçlenir. Bu güçlü sevgi de kişiyi, mahbûbunun bütün sevdiği işlere sarılmayı, sevmediği işlerden de kaçınmayı gerektirir. Bu da mahbûbuna yakınlık kazandırır. Ümmetine nihâi derecede şefkatli olan Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem), hem fiilleriyle bu konuda bizlere örnek olmuş, hem de tavsiyeleriyle kalplerimize ışık tutmuştur. Uyanıştan uyumaya, sabahtan akşama, vukû bulan her hâdiseye karşın Müslümanın bir tutumunun ve duasının olduğunu bizlere öğretmiştir. Bizler de bu zikir ve dualara sımsıkı sarılmalı, dünya tarlasında âhiretimiz için azık biriktirmeliyiz. Zira huzurun ve Allah Teâlâ katında değerli olmanın yolu zikir ve duadan geçmektedir.