"O zamanlar kimse görünür olanı görmeyi öğrenmemişti; başka türlü şeyler arıyorlardı. İki bulut çarpışsa, öpüşme zannederlerdi, iki kadeh şarapla sarhoş olurlardı. Ağustos böceklerinin sesi rahatsız edici değildi henüz, üşenmek ve tahammülsüzlük başlamamıştı. Yağmur ne zaman istese yağabilirdi. O zamanlar aşk vardı. Parkın içinden geçerdi."
Zeval adlı şiir kitabıyla 2013'te Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü alan Fırat Caner, zengin kurgusu ve sihirli diliyle öne çıkan Kuşla Kediye Ağıt'ta dilin tepelerinde dolaşıp, vadilerine iniyor. Okuru bu yolculukta gölgelere saklanmış duraklar bekliyor.
"O zamanlar kimse görünür olanı görmeyi öğrenmemişti; başka türlü şeyler arıyorlardı. İki bulut çarpışsa, öpüşme zannederlerdi, iki kadeh şarapla sarhoş olurlardı. Ağustos böceklerinin sesi rahatsız edici değildi henüz, üşenmek ve tahammülsüzlük başlamamıştı. Yağmur ne zaman istese yağabilirdi. O zamanlar aşk vardı. Parkın içinden geçerdi."
Zeval adlı şiir kitabıyla 2013'te Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü alan Fırat Caner, zengin kurgusu ve sihirli diliyle öne çıkan Kuşla Kediye Ağıt'ta dilin tepelerinde dolaşıp, vadilerine iniyor. Okuru bu yolculukta gölgelere saklanmış duraklar bekliyor.