“Devletin kamusallığını, aklını ve evrenselliğini yitirdiği, bir liderin şahsi ve zümrevi bedeninin bir uzantısı haline dönüştüğü bu yapıda, postmodern sultanlık kavramı ile, bir yandan ‘modern öncesi dönemin paternalist devlet geleneklerini’ terk eden, diğer yandan da postmodern otoriter popülist siyasetin karizmatik liderlik modelini birleştiren bir sentezi kastediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ‘Lider-Parti-Devlet’ üçlemesini tamamlayan ve ‘devletin şahsileşmesi’ ile ‘şahsın devletleşmesi’ süreçlerini örtüştüren bir despotik sentezi kastediyoruz.” “Kutsal Mazlumluk”tan “Makyavelist Despotizm”e kitabında Fethi Açıkel, AKP iktidarının politik ve ideolojik mekanizmasını söküyor. AKP neden “makul bir muhafazakâr demokrasi geleneği” yaratamadı? Devletin kurumsallık krizi, demokrasi krizi, dış açık ve dış borç krizi, diplomasi krizi ve değerler krizinden oluşan ağır beşli kriz, nasıl meydana geldi? Merkezçevre paradigmasındaki problem ne? “Yukarıdan modernleşme” siyasetlerini eleştirmekte kullanılan “sosyal mühendislik” kavramını hatırlatan “muhafazakâr mühendislik” nedir? İslâmcılığın liberalizmle, popülizmle, ulusalcılıkla eklemlenmeleri nasıl sonuçlar verdi? “Otoriterliğin psikopatolojisi” bütün yazılarda uç veriyor: Mazlumluk psikolojisi, eziklik söylemleri, iktidar fetişizmi, intikamcı tazmin eğilimleri ve melankolik öfke... Sosyal teorinin farklı dallarının birikiminden yararlanan yazılar, geniş bir analitik kavram seti sunuyor. Siyasal kabilecilik ve muhafazakârlığı anti-demokratik bir aşırılık siyasetine dönüştüren post-muhafazakârlık, kitapta verimli bir şekilde işlenen bu kavramlar arasındadır
“Devletin kamusallığını, aklını ve evrenselliğini yitirdiği, bir liderin şahsi ve zümrevi bedeninin bir uzantısı haline dönüştüğü bu yapıda, postmodern sultanlık kavramı ile, bir yandan ‘modern öncesi dönemin paternalist devlet geleneklerini’ terk eden, diğer yandan da postmodern otoriter popülist siyasetin karizmatik liderlik modelini birleştiren bir sentezi kastediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ‘Lider-Parti-Devlet’ üçlemesini tamamlayan ve ‘devletin şahsileşmesi’ ile ‘şahsın devletleşmesi’ süreçlerini örtüştüren bir despotik sentezi kastediyoruz.” “Kutsal Mazlumluk”tan “Makyavelist Despotizm”e kitabında Fethi Açıkel, AKP iktidarının politik ve ideolojik mekanizmasını söküyor. AKP neden “makul bir muhafazakâr demokrasi geleneği” yaratamadı? Devletin kurumsallık krizi, demokrasi krizi, dış açık ve dış borç krizi, diplomasi krizi ve değerler krizinden oluşan ağır beşli kriz, nasıl meydana geldi? Merkezçevre paradigmasındaki problem ne? “Yukarıdan modernleşme” siyasetlerini eleştirmekte kullanılan “sosyal mühendislik” kavramını hatırlatan “muhafazakâr mühendislik” nedir? İslâmcılığın liberalizmle, popülizmle, ulusalcılıkla eklemlenmeleri nasıl sonuçlar verdi? “Otoriterliğin psikopatolojisi” bütün yazılarda uç veriyor: Mazlumluk psikolojisi, eziklik söylemleri, iktidar fetişizmi, intikamcı tazmin eğilimleri ve melankolik öfke... Sosyal teorinin farklı dallarının birikiminden yararlanan yazılar, geniş bir analitik kavram seti sunuyor. Siyasal kabilecilik ve muhafazakârlığı anti-demokratik bir aşırılık siyasetine dönüştüren post-muhafazakârlık, kitapta verimli bir şekilde işlenen bu kavramlar arasındadır