Lahza 1 – Mah Ve Şer
Mah Ay Demek, Gökteki Kamer Demek, Güzellik Demek, Sen Demek...”
Zaman Bir Lahzadan İbaretti. Mah Ve Şer İse O Zamanın İçine Sıkışmış Bir Bütünün Parçasıydı. Zamansız Bir Anda Ay Gecenin Koynunda Dalgalanırken Her Şey Tersine Döndü. Mah Silindi Geceden. Şer İse Onlar İçin Zamanı İkiye Böldü. O En Karanlık Gecede Bir Günah İşlendi Ve O Günahın İzleri Geceyle Birlikte Geçmişi De Silip Geleceklerine Kazındı. Artık Gün Doğduğunda Karanlık Yalnızca Mahşerden İbaretti.
Affet Beni,” Dediğinde Kadın Gülümsedi. Acıdan Başka Bir Şey Barındırmayan Bu Gülümseme Aslında Bir Cevap Niteliğindeydi.
Yer İle Göğü De Birleştirsen! İki Cihanı Da Bir Araya Getirsen...” Son Sözleriyle Aralarındaki Bağı Bıçak Gibi Kesti. Affetmem!”
Lahza 2 – Har Ve Kül
Gece... Tüm Kötülükleri Gizleyenim, Saklayanım... Karanlığında Kandırılarak Dinlediğim En Güzel Masalım... Onun Karanlığı, Benim Aydınlığım.”
Biz Bir Saatin Tam Ortasındaydık Ve Ne Birlikte Bir Adım İleri Gidebiliyorduk Ne De Bir Adım Geri. Tutukluluktu Bizimki. Daha En Başından, Nefes Aldığımız İlk Andan Beri Birbirimize Vurgun Olmak, Birbirimizde Yok Olmaktı. Bir Yandan Har Olup Yanarken Bir Yandan Kül Olmaktı.
Sen Sana Kötülük Yapan Herkesi Kendi Vicdan Mahkemende Şuranla Yargılarken.” Ki Parmağı Kurşun Misali Sol Göğsüme Vuruldu. Beni Adalet Terazinde Hep Burada Yargıladın.” Parmağı Şakaklarıma Çıktığında Öleceğim Sandım.
Gerçekten Benim En Büyük Belam; Senin Bana Olmayan, Benim Sana Bitmek Bilmeyen Sevdammış.”
Lahza 3 – Gece Ve Şafak
Zafi Bir Kavramsa Zaman Bir Lahzadan İbaretti.
Seneler Sonra Bile Bitmeyen Bir Aşk Varmış, İnandım.”
“Bundan sonra seni bırakmıyorum, senden bir adım öteye yemin ederim ki gitmiyorum.”
Elini cebine attığında, sarı alyans gecenin karanlığında parladı. “Hiçbir şeyi hak ettiğin gibi yaşatamadım ama Mahru…” Sesiyle kalbimdeki telaş katbekat büyüdü. “Benim için yâr da sensin yara da sen… Zehir de sensin, şifa da sen… Şu yüreğin…” dedi, tek parmağını telaşla göğsüne vurduğunda. “Neşesi sensin, kederi sen…” Akıl durdu, dil lal oldu, kalp taştı.
***
“Derler ki en büyük hak gönül kırmaktır. Çok kırdım, güzel sevdin.” İçimde zelzeleler koptu, taşlar yerinden oynadı, ona örülen tüm duvarlar yıkıldı. Bağlılığın simgesi olan ve seneler önce benden kopan o yüzük, bıraktığım günkü gibi onda dururken “Helal et,” dedi. Artık göremeyeceğim kadar bulanıklaşmıştı etraf. “Et çünkü şu arşıâlâ bile şahit ki benim için evvel sensin…” dedi nem düşmüş gözleriyle. “Ahir sen…”
Lahza 1 – Mah Ve Şer
Mah Ay Demek, Gökteki Kamer Demek, Güzellik Demek, Sen Demek...”
Zaman Bir Lahzadan İbaretti. Mah Ve Şer İse O Zamanın İçine Sıkışmış Bir Bütünün Parçasıydı. Zamansız Bir Anda Ay Gecenin Koynunda Dalgalanırken Her Şey Tersine Döndü. Mah Silindi Geceden. Şer İse Onlar İçin Zamanı İkiye Böldü. O En Karanlık Gecede Bir Günah İşlendi Ve O Günahın İzleri Geceyle Birlikte Geçmişi De Silip Geleceklerine Kazındı. Artık Gün Doğduğunda Karanlık Yalnızca Mahşerden İbaretti.
Affet Beni,” Dediğinde Kadın Gülümsedi. Acıdan Başka Bir Şey Barındırmayan Bu Gülümseme Aslında Bir Cevap Niteliğindeydi.
Yer İle Göğü De Birleştirsen! İki Cihanı Da Bir Araya Getirsen...” Son Sözleriyle Aralarındaki Bağı Bıçak Gibi Kesti. Affetmem!”
Lahza 2 – Har Ve Kül
Gece... Tüm Kötülükleri Gizleyenim, Saklayanım... Karanlığında Kandırılarak Dinlediğim En Güzel Masalım... Onun Karanlığı, Benim Aydınlığım.”
Biz Bir Saatin Tam Ortasındaydık Ve Ne Birlikte Bir Adım İleri Gidebiliyorduk Ne De Bir Adım Geri. Tutukluluktu Bizimki. Daha En Başından, Nefes Aldığımız İlk Andan Beri Birbirimize Vurgun Olmak, Birbirimizde Yok Olmaktı. Bir Yandan Har Olup Yanarken Bir Yandan Kül Olmaktı.
Sen Sana Kötülük Yapan Herkesi Kendi Vicdan Mahkemende Şuranla Yargılarken.” Ki Parmağı Kurşun Misali Sol Göğsüme Vuruldu. Beni Adalet Terazinde Hep Burada Yargıladın.” Parmağı Şakaklarıma Çıktığında Öleceğim Sandım.
Gerçekten Benim En Büyük Belam; Senin Bana Olmayan, Benim Sana Bitmek Bilmeyen Sevdammış.”
Lahza 3 – Gece Ve Şafak
Zafi Bir Kavramsa Zaman Bir Lahzadan İbaretti.
Seneler Sonra Bile Bitmeyen Bir Aşk Varmış, İnandım.”
“Bundan sonra seni bırakmıyorum, senden bir adım öteye yemin ederim ki gitmiyorum.”
Elini cebine attığında, sarı alyans gecenin karanlığında parladı. “Hiçbir şeyi hak ettiğin gibi yaşatamadım ama Mahru…” Sesiyle kalbimdeki telaş katbekat büyüdü. “Benim için yâr da sensin yara da sen… Zehir de sensin, şifa da sen… Şu yüreğin…” dedi, tek parmağını telaşla göğsüne vurduğunda. “Neşesi sensin, kederi sen…” Akıl durdu, dil lal oldu, kalp taştı.
***
“Derler ki en büyük hak gönül kırmaktır. Çok kırdım, güzel sevdin.” İçimde zelzeleler koptu, taşlar yerinden oynadı, ona örülen tüm duvarlar yıkıldı. Bağlılığın simgesi olan ve seneler önce benden kopan o yüzük, bıraktığım günkü gibi onda dururken “Helal et,” dedi. Artık göremeyeceğim kadar bulanıklaşmıştı etraf. “Et çünkü şu arşıâlâ bile şahit ki benim için evvel sensin…” dedi nem düşmüş gözleriyle. “Ahir sen…”