Ağıtçızade Çelebi ise gerçek bir avant-garde olarak içinde yaşadığı dünyayı, onun amorfbiçimini anlamaya çalışır. Amorf biçim içinde şekillenen kültürü yeniden üretmek yerine onun buçabası onu kendi görüşü açısından dünyaya bakmaya ve oradan anlamaya yöneltmiştir.Yani şair özgürbir yorumcu ve yaratıcıdır Umberto Eco'nun dediği gibi. Dünyayı sunulan değil kendi merceğindengörür ve ona göre biçimlendirir. Eski olan değerleri amorf biçimde sınamaya kalkışır. Kendiperspektifine göre çizmeye koyulur dünyayı. "Kılıç" adlı şiirin son birimini alıntılıyorum:
kim ne derse hepsi, ne söylese boş,kadim örste hırpalanmış bu demir,dövülmüş ağır bir ağrı üstünde,zaman diye bir kılıfın içine konmuş.ne söylese kılıç, akla hep kan gelir,bildikçe bilirsin, bilmek zor gelir,bildikçe ardından, yeni bir son gelir.
Metin Cengiz
Ağıtçızade Çelebi ise gerçek bir avant-garde olarak içinde yaşadığı dünyayı, onun amorfbiçimini anlamaya çalışır. Amorf biçim içinde şekillenen kültürü yeniden üretmek yerine onun buçabası onu kendi görüşü açısından dünyaya bakmaya ve oradan anlamaya yöneltmiştir.Yani şair özgürbir yorumcu ve yaratıcıdır Umberto Eco'nun dediği gibi. Dünyayı sunulan değil kendi merceğindengörür ve ona göre biçimlendirir. Eski olan değerleri amorf biçimde sınamaya kalkışır. Kendiperspektifine göre çizmeye koyulur dünyayı. "Kılıç" adlı şiirin son birimini alıntılıyorum:
kim ne derse hepsi, ne söylese boş,kadim örste hırpalanmış bu demir,dövülmüş ağır bir ağrı üstünde,zaman diye bir kılıfın içine konmuş.ne söylese kılıç, akla hep kan gelir,bildikçe bilirsin, bilmek zor gelir,bildikçe ardından, yeni bir son gelir.
Metin Cengiz