“Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?
Bugün barbarlar geliyormuş buraya.”
Kavafis'in ölümsüz şiiri “Barbarları Beklerken” böyle başlar ve o, gelmeyen barbarların gerilimi kuşatır eseri. Heykel sanatçısı, çevirmen, yayıncı ve Türkiye'deki sol siyasetin önemli figürlerinden Tektaş Ağaoğlu, ölmeden önce bitirdiği ve ilk kez okurla buluşan romanı Liman'da o barbarların gelip bütün atmosferi değiştirdiği bir antik çağ şehrini anlatıyor.
Kâhinler, haberciler, kısmetçiler, falcılar, deliler, aylakların sokaklarda kulaktan kulağa yaydığı söylentilerin ve fırtınaların altüst ettiği şehirde yaşananlar bugünün birer izdüşümü oluyor. Ağaoğlu, felsefi arka planı ve bilinçakışıyla çatışan dinlere, köleliğe ve çocukluk hatıralarının puslu yüzeyinden insanın özüne uğruyor.
Zengin dili ve gerilimi düşmeyen temposuyla Liman, antik çağ söylencelerinin çağdaş bir örneği!
“Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?
Bugün barbarlar geliyormuş buraya.”
Kavafis'in ölümsüz şiiri “Barbarları Beklerken” böyle başlar ve o, gelmeyen barbarların gerilimi kuşatır eseri. Heykel sanatçısı, çevirmen, yayıncı ve Türkiye'deki sol siyasetin önemli figürlerinden Tektaş Ağaoğlu, ölmeden önce bitirdiği ve ilk kez okurla buluşan romanı Liman'da o barbarların gelip bütün atmosferi değiştirdiği bir antik çağ şehrini anlatıyor.
Kâhinler, haberciler, kısmetçiler, falcılar, deliler, aylakların sokaklarda kulaktan kulağa yaydığı söylentilerin ve fırtınaların altüst ettiği şehirde yaşananlar bugünün birer izdüşümü oluyor. Ağaoğlu, felsefi arka planı ve bilinçakışıyla çatışan dinlere, köleliğe ve çocukluk hatıralarının puslu yüzeyinden insanın özüne uğruyor.
Zengin dili ve gerilimi düşmeyen temposuyla Liman, antik çağ söylencelerinin çağdaş bir örneği!