Mü’minin mânevî seviyesi, Allâh ve Rasûlü’nün emirlerine itaati nisbetindedir. Îmânın kemâlâtı da bu itaatteki titizlik, hassâsiyet, muhabbet ve aşk nisbetinde artar.Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet ve itaatte mertebe kateden kimseler, iki cihanda da ilâhî lûtuflara mazhar olurlar.
Sâdece insanlar ve cinler değil, hayvânât ve hattâ cemâdât dahî, Allâh ve Rasûlü’ne itaat hâlindedir.
Bütün varlıklar itaate koşarken, insanın isyan bataklıklarında boğulması ne kadar hazindir. O hâlde, Allâh’ın yarattığı mahlûkâtın itaatlerinden ibret alarak, huzûr-i ilâhîde kemâl-i edeple eğilmemiz îcâb eder.
Mü’minin mânevî seviyesi, Allâh ve Rasûlü’nün emirlerine itaati nisbetindedir. Îmânın kemâlâtı da bu itaatteki titizlik, hassâsiyet, muhabbet ve aşk nisbetinde artar.Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet ve itaatte mertebe kateden kimseler, iki cihanda da ilâhî lûtuflara mazhar olurlar.
Sâdece insanlar ve cinler değil, hayvânât ve hattâ cemâdât dahî, Allâh ve Rasûlü’ne itaat hâlindedir.
Bütün varlıklar itaate koşarken, insanın isyan bataklıklarında boğulması ne kadar hazindir. O hâlde, Allâh’ın yarattığı mahlûkâtın itaatlerinden ibret alarak, huzûr-i ilâhîde kemâl-i edeple eğilmemiz îcâb eder.