Ramazan Güngör’ün mısraları; savunmasız insanın içe kapanışı, çekip gitmek arzusuyla çırpınıp gidemeyen yolcu, gözaltındaki ölü, kanatsız albatrostur...
Can yelekleri korkudan yapılmış, lodos rüzgârıyla çalkalanan bir denize açılmaya hazır, güverteleri yanan bir gemidir...
Sayısız öykünün bağlandığı bir kıyı iskelesi, güçlü bir yaşam felsefesinin demirlediği bir limandır.
Ve sonunda fırtınalı denize yolculuk başlar...
- Gün Zileli
(...) Sonra başları yeni okşanmış birkaç çocuk geçti kahkahalarını döke saça ne dizlerinde ne ruhlarında bir yama bir çizgi kat etti gövdemi baştan başa çocukluğumdan damıtılmış bir kurşun bütün zamanların kanını akıtıp saplandı sabahımın ıssızlığına (...)
Ramazan Güngör’ün mısraları; savunmasız insanın içe kapanışı, çekip gitmek arzusuyla çırpınıp gidemeyen yolcu, gözaltındaki ölü, kanatsız albatrostur...
Can yelekleri korkudan yapılmış, lodos rüzgârıyla çalkalanan bir denize açılmaya hazır, güverteleri yanan bir gemidir...
Sayısız öykünün bağlandığı bir kıyı iskelesi, güçlü bir yaşam felsefesinin demirlediği bir limandır.
Ve sonunda fırtınalı denize yolculuk başlar...
- Gün Zileli
(...) Sonra başları yeni okşanmış birkaç çocuk geçti kahkahalarını döke saça ne dizlerinde ne ruhlarında bir yama bir çizgi kat etti gövdemi baştan başa çocukluğumdan damıtılmış bir kurşun bütün zamanların kanını akıtıp saplandı sabahımın ıssızlığına (...)