Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci stratejik liderliği ışığında ve hazırlanmasında bizzat müdahil olduğu Mîsâk-ı Millî kapsamında, emperyal devletlerin kuvvetleri ile çetin ve amansız bir düzeyde girişilen mücadele sonrası, 24 Temmuz 1923’de imzalanmış olan Lozan Barış Antlaşması ve daha sonra gündeme gelen Ankara ve Montrö antlaşmalarının yönetsel açıdan analizi bu kitabın temel amacını oluşturmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Lozan Barış Antlaşması’nın öncesinde ve müzakere süreci boyunca, Türkiye’nin kurmay aklı ve diğer önemli stratejik karar vericileri ile birlikte, ideal politikten ziyade, reel politik seçeneği üzerinden kararlar almış, hareket etmiş ve gelişmeleri bu paradigmadan yürütmüştür. Mîsâk-ı Millî ilkeleri çerçevesinde hareket eden Türk Temsil Heyeti olağanüstü zorlu müzakerelerden sonra, ulusal çıkarlarına uygun olan antlaşma maddeleri ile birlikte, arzu etmediği maddeleri de kabul etmiştir. Bu bağlamda tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik gibi Türkiye için yaşamsal öneme sahip olan konular Türkiye’nin lehine sonuçlanmış; reel politika gereği müzakere masasında ertelenen sorunlar ise bertaraf edilmek üzere; Türkiye’nin lehine olacak bir ileriki tarihsel sürece bırakılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cesur ve korkusuz kararlılığının, güçlü iradesinin, tükenmez cesaretinin, eşsiz dehâ niteliğinin, devrimci stratejik liderliğinin ve dünya tarihinde eşine ender rastlanan bedelleri ödeyen şehit ve gazilerin tükenmez fedakârlıklarının diplomasi alanındaki yansıması olan Lozan, tek kelime ile üstün bir başarıdır, muhteşem bir zaferdir. Üstelik dönemin tiksindirici vatan hainlerine rağmen. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci stratejik liderliğinde gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapu Senedi olan Lozan belgesinin mührü üzerinde, vatansever kahraman şehit ve gazilerin azimleri, gayretleri, emekleri gözyaşları, duaları; nihayetinde, asil ve kadim Türk ulusunun sonsuz özverisi ve sarsılmaz direncinin kan ile yazılan imzası vardır. Bir kartalın yeniden doğuşu vardır!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci stratejik liderliği ışığında ve hazırlanmasında bizzat müdahil olduğu Mîsâk-ı Millî kapsamında, emperyal devletlerin kuvvetleri ile çetin ve amansız bir düzeyde girişilen mücadele sonrası, 24 Temmuz 1923’de imzalanmış olan Lozan Barış Antlaşması ve daha sonra gündeme gelen Ankara ve Montrö antlaşmalarının yönetsel açıdan analizi bu kitabın temel amacını oluşturmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Lozan Barış Antlaşması’nın öncesinde ve müzakere süreci boyunca, Türkiye’nin kurmay aklı ve diğer önemli stratejik karar vericileri ile birlikte, ideal politikten ziyade, reel politik seçeneği üzerinden kararlar almış, hareket etmiş ve gelişmeleri bu paradigmadan yürütmüştür. Mîsâk-ı Millî ilkeleri çerçevesinde hareket eden Türk Temsil Heyeti olağanüstü zorlu müzakerelerden sonra, ulusal çıkarlarına uygun olan antlaşma maddeleri ile birlikte, arzu etmediği maddeleri de kabul etmiştir. Bu bağlamda tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik gibi Türkiye için yaşamsal öneme sahip olan konular Türkiye’nin lehine sonuçlanmış; reel politika gereği müzakere masasında ertelenen sorunlar ise bertaraf edilmek üzere; Türkiye’nin lehine olacak bir ileriki tarihsel sürece bırakılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cesur ve korkusuz kararlılığının, güçlü iradesinin, tükenmez cesaretinin, eşsiz dehâ niteliğinin, devrimci stratejik liderliğinin ve dünya tarihinde eşine ender rastlanan bedelleri ödeyen şehit ve gazilerin tükenmez fedakârlıklarının diplomasi alanındaki yansıması olan Lozan, tek kelime ile üstün bir başarıdır, muhteşem bir zaferdir. Üstelik dönemin tiksindirici vatan hainlerine rağmen. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci stratejik liderliğinde gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapu Senedi olan Lozan belgesinin mührü üzerinde, vatansever kahraman şehit ve gazilerin azimleri, gayretleri, emekleri gözyaşları, duaları; nihayetinde, asil ve kadim Türk ulusunun sonsuz özverisi ve sarsılmaz direncinin kan ile yazılan imzası vardır. Bir kartalın yeniden doğuşu vardır!