Georges Dewalter, iyi yürekli, iradeli ve zarif bir adamdı. Asil bir yüzü vardı. İçli fakat sevimli gülümseyişi, hele hele gözleri, duru tatlı, bir kararda durmayan gözleri, çabucak gönül veren, kendini kaptıran bir yaradılışta olduğunu apaçık meydana koyuyordu. Bir anlaşma üzerine başkasıya evli olan anlı şanlı güzellikteki Stephane’e rastladığı güne kadar ömrü, karanlık yollarda tam on dört sene sürünen bir biçarenin ömrü oldu. “Güzelliğine ruhunun ışığı vurmuş” dediği Stephane ile aralarında oluşan bağlılığın, tutkunun ve aidiyetin hazin sonlu serüveninin yaşandığı bu hikayede, Georges’in çok yufka, çok duygulu olmanın cezasını çektiği de anlaşılıyordu.
Georges Dewalter, iyi yürekli, iradeli ve zarif bir adamdı. Asil bir yüzü vardı. İçli fakat sevimli gülümseyişi, hele hele gözleri, duru tatlı, bir kararda durmayan gözleri, çabucak gönül veren, kendini kaptıran bir yaradılışta olduğunu apaçık meydana koyuyordu. Bir anlaşma üzerine başkasıya evli olan anlı şanlı güzellikteki Stephane’e rastladığı güne kadar ömrü, karanlık yollarda tam on dört sene sürünen bir biçarenin ömrü oldu. “Güzelliğine ruhunun ışığı vurmuş” dediği Stephane ile aralarında oluşan bağlılığın, tutkunun ve aidiyetin hazin sonlu serüveninin yaşandığı bu hikayede, Georges’in çok yufka, çok duygulu olmanın cezasını çektiği de anlaşılıyordu.