Güney Dinç’in bu romanı, yeryüzünün kana boğulduğu İkinci Dünya Savaşı yıllarında, barışın egemen olduğu aydınlık ve duru bir kentte geçiyor: İngilizlerden kaçan bir İtalyan kruvazörünün 8 Ağustos 1943’te İzmir Körfezi’ne sığınmasıyla başlayan romanda, biri Türk, diğeri Levanten iki komşu ailenin birbiriyle kesişen öyküleri anlatılıyor.Bir yanda, 20. yy.’ın başında Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte Midilli Adası’ndan Anadolu’ya göçen ailelerin yeni yurtlarında Yunan egemenliğine girmelerinin yarattığı şaşkınlık, diğer yanda gizemli Doğu’nun ticari olanaklarının çekiciliğine kapılarak İzmir’e yerleşmiş bir Levanten ailenin anıları...Çanakkale’de şehit düşen Mülazımıevvel Nail Bey’in, eşi Lütfiye’ye gönderdiği tarihi belge niteliğindeki mektuplar... İtalyan kruvazörünün komünist makine subayı ile Levanten ailenin kızı arasındaki sevgi... Ve savaş sonrasında yaşanacak toplumsal ayrışmanın ilk belirtileri...Güney Dinç’ten, soluk soluğa okuyacağınız bir roman...
Güney Dinç’in bu romanı, yeryüzünün kana boğulduğu İkinci Dünya Savaşı yıllarında, barışın egemen olduğu aydınlık ve duru bir kentte geçiyor: İngilizlerden kaçan bir İtalyan kruvazörünün 8 Ağustos 1943’te İzmir Körfezi’ne sığınmasıyla başlayan romanda, biri Türk, diğeri Levanten iki komşu ailenin birbiriyle kesişen öyküleri anlatılıyor.Bir yanda, 20. yy.’ın başında Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte Midilli Adası’ndan Anadolu’ya göçen ailelerin yeni yurtlarında Yunan egemenliğine girmelerinin yarattığı şaşkınlık, diğer yanda gizemli Doğu’nun ticari olanaklarının çekiciliğine kapılarak İzmir’e yerleşmiş bir Levanten ailenin anıları...Çanakkale’de şehit düşen Mülazımıevvel Nail Bey’in, eşi Lütfiye’ye gönderdiği tarihi belge niteliğindeki mektuplar... İtalyan kruvazörünün komünist makine subayı ile Levanten ailenin kızı arasındaki sevgi... Ve savaş sonrasında yaşanacak toplumsal ayrışmanın ilk belirtileri...Güney Dinç’ten, soluk soluğa okuyacağınız bir roman...