Lynn Margulis, ökaryotik hücrenin ilkel prokaryotik hücrelerin ortakyaşar birliği olmasına ilişkin kuramıyla 20. yüzyıl evrim biyolojisinin en büyük başarılarından birine imza atmıştır. Daha büyük hayat formlarının dayandığı ökaryotik, çekirdekli hücrenin milyarlarca yıl önce ortaya çıkışı konusunda 1967’de yazdığı makalesi geç de olsa sonunda kabul görmüş ve hücre evrimi anlayışımızı kökten değiştirmiştir. 1970’lerde İngiliz atmosfer kimyageri James Lovelock tarafından geliştirilen Gaia hipotezinin büyük destekçilerindendir. Gaia hipotezine göre Dünya gezegenin atmosfer ve yüzey tortulunun kendi kendini düzenlediği fizyolojik bir sistemdir; Dünya’nın yüzeyi canlıdır. Margulis gezegeni kendi kendini düzenleyen bütünleşik bir ekosistem olarak gören daha zayıf modeli benimser. Bir süre evli kaldığı Carl Sagan’dan olan oğlu Dorion Sagan’ın editörlüğündeki bu kitap Lynn Margulis’in bilimsel serüvenini ve mücadelesini sergilemekte.
“Lynn Margulis’in endosimbiyoz teorisine bağlı kalmak konusundaki büyük cesaretine ve kararlılığına ve bu teoriyi gelenek karşıtı olmaktan çıkarıp gelenek haline getirmesine gerçekten hayranım. Ökaryotik hücrenin, ilkel prokaryotik hücrelerin ortakyaşamsal birliği olduğunu söyleyen teoriden bahsediyorum. Bu teori, yirminci yüzyıl evrim teorisinin en büyük başarılarından biridir ve bu yüzden Margulis’e gerçekten hayranım.”
- Richard Dawkins, evrim biyoloğu ve The Selfish Gene (Gen Bencildir) kitabının yazarı (John Brockman’ın The Third Culture [Üçüncü Kültür] adlı kitabından).
“Margulis, birçok kişiye göre yirminci yüzyılın en büyük iki ya da üç biyoloğundan biriydi. Bu dalda çalışmaları için birçok kişiye ilham verdi. İnsanlar onunla aynı fikirde olmasa bile bir efsaneydi.
- Dr. Nick Lane, evrimsel biyokimyacı, Londra Üniversitesi Akademisi Genetik, Evrim ve Çevre Departmanı (BBC Radio Last Word programından)
“Hatta türlerin kökeninin işleyişini gerçekten açıklayan kişinin Charles Darwin değil Lynn Margulis olduğunu söyleyebiliriz.”
- Dr. Mark Mcmenamin, Mount Holyoke Üniversitesi, Jeoloji ve Coğrafya Departmanı (21st Century Science & Technology’den alıntı)
Lynn Margulis, ökaryotik hücrenin ilkel prokaryotik hücrelerin ortakyaşar birliği olmasına ilişkin kuramıyla 20. yüzyıl evrim biyolojisinin en büyük başarılarından birine imza atmıştır. Daha büyük hayat formlarının dayandığı ökaryotik, çekirdekli hücrenin milyarlarca yıl önce ortaya çıkışı konusunda 1967’de yazdığı makalesi geç de olsa sonunda kabul görmüş ve hücre evrimi anlayışımızı kökten değiştirmiştir. 1970’lerde İngiliz atmosfer kimyageri James Lovelock tarafından geliştirilen Gaia hipotezinin büyük destekçilerindendir. Gaia hipotezine göre Dünya gezegenin atmosfer ve yüzey tortulunun kendi kendini düzenlediği fizyolojik bir sistemdir; Dünya’nın yüzeyi canlıdır. Margulis gezegeni kendi kendini düzenleyen bütünleşik bir ekosistem olarak gören daha zayıf modeli benimser. Bir süre evli kaldığı Carl Sagan’dan olan oğlu Dorion Sagan’ın editörlüğündeki bu kitap Lynn Margulis’in bilimsel serüvenini ve mücadelesini sergilemekte.
“Lynn Margulis’in endosimbiyoz teorisine bağlı kalmak konusundaki büyük cesaretine ve kararlılığına ve bu teoriyi gelenek karşıtı olmaktan çıkarıp gelenek haline getirmesine gerçekten hayranım. Ökaryotik hücrenin, ilkel prokaryotik hücrelerin ortakyaşamsal birliği olduğunu söyleyen teoriden bahsediyorum. Bu teori, yirminci yüzyıl evrim teorisinin en büyük başarılarından biridir ve bu yüzden Margulis’e gerçekten hayranım.”
- Richard Dawkins, evrim biyoloğu ve The Selfish Gene (Gen Bencildir) kitabının yazarı (John Brockman’ın The Third Culture [Üçüncü Kültür] adlı kitabından).
“Margulis, birçok kişiye göre yirminci yüzyılın en büyük iki ya da üç biyoloğundan biriydi. Bu dalda çalışmaları için birçok kişiye ilham verdi. İnsanlar onunla aynı fikirde olmasa bile bir efsaneydi.
- Dr. Nick Lane, evrimsel biyokimyacı, Londra Üniversitesi Akademisi Genetik, Evrim ve Çevre Departmanı (BBC Radio Last Word programından)
“Hatta türlerin kökeninin işleyişini gerçekten açıklayan kişinin Charles Darwin değil Lynn Margulis olduğunu söyleyebiliriz.”
- Dr. Mark Mcmenamin, Mount Holyoke Üniversitesi, Jeoloji ve Coğrafya Departmanı (21st Century Science & Technology’den alıntı)