Bir Türk kadınının başarı hikayesi
Bir öykü düşünün, sizi alıp bir yerden bir yere taşıyan; sürekli devindiren, yeniliklerle buluşturan… Ama oradaki her «yeni» öğrenmeye, insana dönük bir eylemi, yaşamı güzelleştiren, alıp başka kıyılara taşıyan bir tutkuyu içeriyor.
Madelet Reyal'in öyküsünü okuyunca karşınıza ilkin çıkacak olan ey, şaşırtıcı biçimde, tutkularla örülü bir yaşamın dur durak bilmeyen devinimidir. Bunu özgür bir ruha vermekle birlikte aslında, onun daha çocuk yaşlarında uçuşa, bulutlara, uçmaya dönük ilgisi tutkusudur diyebilirim, demeliyim.
Öyle ki; Madelet Reyal daha ilk adımında kendisini kanıtlayarak göklere süzülür. Yetinmez, daha ilerisine gitmek ister. Öykü, 1940'ların Ankarası'nda başlar. Ailenin tek kızıdır. Çağdaş Türkiye'nin kalbi, ülkenin yeniden inşasının ruhu her yanı sarmalamıştır. Yeni olan her şey gelişmenin, ilerlemenin birer göstergesi olarak hayatımızda yer eder. Aile yaşamını da bunu yeni'nin bir parçası olarak görmek gerekir. Öyle ki; genç kız Madelet, öğrenme, kendini bir birey olarak var etme düşünü bu ortamdan alır.
Kadının toplumsal yaşamdaki yerini görmek/göstermek adına en ilerilere çıkar. Ama adım adım örer hayatının bu aşamalırını. Çıkış noktasındaki uçuş düşü, onu bulutlara taşıyacak olan cesaret aslında hayatı karşılama düşüne ilk adımdır. Kendini görme, gücünü sınama, ilerisi için emin adımları atabilme yolculuğudur bu bir bakıma.
Bir Türk kadınının başarı hikayesi
Bir öykü düşünün, sizi alıp bir yerden bir yere taşıyan; sürekli devindiren, yeniliklerle buluşturan… Ama oradaki her «yeni» öğrenmeye, insana dönük bir eylemi, yaşamı güzelleştiren, alıp başka kıyılara taşıyan bir tutkuyu içeriyor.
Madelet Reyal'in öyküsünü okuyunca karşınıza ilkin çıkacak olan ey, şaşırtıcı biçimde, tutkularla örülü bir yaşamın dur durak bilmeyen devinimidir. Bunu özgür bir ruha vermekle birlikte aslında, onun daha çocuk yaşlarında uçuşa, bulutlara, uçmaya dönük ilgisi tutkusudur diyebilirim, demeliyim.
Öyle ki; Madelet Reyal daha ilk adımında kendisini kanıtlayarak göklere süzülür. Yetinmez, daha ilerisine gitmek ister. Öykü, 1940'ların Ankarası'nda başlar. Ailenin tek kızıdır. Çağdaş Türkiye'nin kalbi, ülkenin yeniden inşasının ruhu her yanı sarmalamıştır. Yeni olan her şey gelişmenin, ilerlemenin birer göstergesi olarak hayatımızda yer eder. Aile yaşamını da bunu yeni'nin bir parçası olarak görmek gerekir. Öyle ki; genç kız Madelet, öğrenme, kendini bir birey olarak var etme düşünü bu ortamdan alır.
Kadının toplumsal yaşamdaki yerini görmek/göstermek adına en ilerilere çıkar. Ama adım adım örer hayatının bu aşamalırını. Çıkış noktasındaki uçuş düşü, onu bulutlara taşıyacak olan cesaret aslında hayatı karşılama düşüne ilk adımdır. Kendini görme, gücünü sınama, ilerisi için emin adımları atabilme yolculuğudur bu bir bakıma.