Mahmud Nedim Paşa (1818-1883), Osmanlı İmparatorluğu'nun Tanzimat Dönemine damgasını vurmuş olan Mustafa Reşid Paşa'nın himayesi ile devlet kademelerinde ikbal bulmuş bir devlet adamıdır. Sadaret Mektupçuluğu ile bürokrasiye ilk adımını atan Mahmud Nedim Paşa Babıali'deki görevlerinin ardından daha yüksek memuriyetlerde yer edinmiştir. Nazırlıklarının ve müsteşarlıklarının dışında iki defa da Sadaret makamına getirilmiştir. 19. yüzyılın çalkantılı siyasi atmosferinde, gördüğü himayelerin yanında bireysel çabalarının da sonucu olarak dönemin mühim ricali arasına girmeyi başarmıştır. Valilikleri genelde başarılı faaliyetler ile geçmiş, yeni vilayet teşkilatlanmalarının önemli bir uygulayıcısı olmuş, 1875'te aldığı tenzil-i faiz kararıyla içte ve dışta çokça tartışılan bir isim haline gelmiştir. Osmanlı Devletinin hem taşrasında hem de merkezinde yaşadığı tecrübelerle pek çok açıdan birikim edinen Mahmud Nedim Paşa her daim saltanat makamının savunucusu olmuş, Babıali'nin yönetimdeki etkinliğinin saraya intikal ettirilmesi temelindeki eğilimlerini hep sürdürmüştür. Nitekim bu temayülü eserlerine de sirayet etmiştir. Burada okuyucuların dikkatine sunulan Ayine-i Devlet (kısaca Ayine) isimli mensur ve Hasbihal isimli manzum eserlerinde onun bu yaklaşımlarını açıkça ifade ettiği görülecektir. Yetişip tecrübe kazanmasında emeği geçenlere karşı duyduğu minnettarlık hislerini kaybetmeyen Nedim Paşa, Babıali'de yetişip yine Babıali'nin Osmanlı siyasasındaki yerini sorgulayan önemli ve sıra dışı bir örnek olarak ele alınmalıdır. Klasik dönemlerin bireysel ahlak ve siyaset ahlakını birleştiren çalışmalarının 19. yüzyılın sonlarındaki bir örneğini teşkil eden bu eserin de pek çok açıdan dikkate alınacağı kanaatindeyiz.
Mahmud Nedim Paşa (1818-1883), Osmanlı İmparatorluğu'nun Tanzimat Dönemine damgasını vurmuş olan Mustafa Reşid Paşa'nın himayesi ile devlet kademelerinde ikbal bulmuş bir devlet adamıdır. Sadaret Mektupçuluğu ile bürokrasiye ilk adımını atan Mahmud Nedim Paşa Babıali'deki görevlerinin ardından daha yüksek memuriyetlerde yer edinmiştir. Nazırlıklarının ve müsteşarlıklarının dışında iki defa da Sadaret makamına getirilmiştir. 19. yüzyılın çalkantılı siyasi atmosferinde, gördüğü himayelerin yanında bireysel çabalarının da sonucu olarak dönemin mühim ricali arasına girmeyi başarmıştır. Valilikleri genelde başarılı faaliyetler ile geçmiş, yeni vilayet teşkilatlanmalarının önemli bir uygulayıcısı olmuş, 1875'te aldığı tenzil-i faiz kararıyla içte ve dışta çokça tartışılan bir isim haline gelmiştir. Osmanlı Devletinin hem taşrasında hem de merkezinde yaşadığı tecrübelerle pek çok açıdan birikim edinen Mahmud Nedim Paşa her daim saltanat makamının savunucusu olmuş, Babıali'nin yönetimdeki etkinliğinin saraya intikal ettirilmesi temelindeki eğilimlerini hep sürdürmüştür. Nitekim bu temayülü eserlerine de sirayet etmiştir. Burada okuyucuların dikkatine sunulan Ayine-i Devlet (kısaca Ayine) isimli mensur ve Hasbihal isimli manzum eserlerinde onun bu yaklaşımlarını açıkça ifade ettiği görülecektir. Yetişip tecrübe kazanmasında emeği geçenlere karşı duyduğu minnettarlık hislerini kaybetmeyen Nedim Paşa, Babıali'de yetişip yine Babıali'nin Osmanlı siyasasındaki yerini sorgulayan önemli ve sıra dışı bir örnek olarak ele alınmalıdır. Klasik dönemlerin bireysel ahlak ve siyaset ahlakını birleştiren çalışmalarının 19. yüzyılın sonlarındaki bir örneğini teşkil eden bu eserin de pek çok açıdan dikkate alınacağı kanaatindeyiz.