“Bir sabah büyük bir gürültüyle uyanan tek ülke değildi Diallobe ülkesi. Tüm siyah kıta gürültülü sabahı yaşamıştı bir bir.
Garip bir şafaktı! Batı’nın sabahı, siyah Afrika’da kahkahalarla, top sesleri ve parlak incik boncuklarla benek benek süslenmişti. Hiçbir tarihsel geçmişi olmayanlarla dünyayı omuzlarında taşıdıklarını sananlar karşılaşıyordu. Yeni bir sabahtı bu. Dünyamız kan ve çamur içinde doğan yeni bir durumu daha yaşıyordu.
Şaşkınlıktan bazıları savaşamadılar. Geçmişleri olmadığı gibi gelecekleri de yoktu. Bu toprağa ayak basanlar beyazlardı, çılgın gibiydiler. Eşi benzeri görülmemişti. Üstelik olaylar, insanlar daha olup bitenin ne olduğunu anlayamadan sona ermişti.”
Afrika romanının klasiklerinden Mahrem Macera, medrese usulü bir öğrenimden sonra Fransa’da felsefe okuyan Senegalli yazar Cheich Hamidou Kane’ın başyapıtı. Yazarın yaşamından izler taşıyan roman, iki farklı kültür, iki zihniyet, iki eğitim sistemi arasında kalan Samba Diallo’nun ruh hâlini resmediyor. Eser, sömürgeciliğin Afrika’daki sonuçları ve farklı dünyalar arasındaki çatışma alanına işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda felsefi bir modernlik ve Batı eleştirisi içeriyor.
“Bir sabah büyük bir gürültüyle uyanan tek ülke değildi Diallobe ülkesi. Tüm siyah kıta gürültülü sabahı yaşamıştı bir bir.
Garip bir şafaktı! Batı’nın sabahı, siyah Afrika’da kahkahalarla, top sesleri ve parlak incik boncuklarla benek benek süslenmişti. Hiçbir tarihsel geçmişi olmayanlarla dünyayı omuzlarında taşıdıklarını sananlar karşılaşıyordu. Yeni bir sabahtı bu. Dünyamız kan ve çamur içinde doğan yeni bir durumu daha yaşıyordu.
Şaşkınlıktan bazıları savaşamadılar. Geçmişleri olmadığı gibi gelecekleri de yoktu. Bu toprağa ayak basanlar beyazlardı, çılgın gibiydiler. Eşi benzeri görülmemişti. Üstelik olaylar, insanlar daha olup bitenin ne olduğunu anlayamadan sona ermişti.”
Afrika romanının klasiklerinden Mahrem Macera, medrese usulü bir öğrenimden sonra Fransa’da felsefe okuyan Senegalli yazar Cheich Hamidou Kane’ın başyapıtı. Yazarın yaşamından izler taşıyan roman, iki farklı kültür, iki zihniyet, iki eğitim sistemi arasında kalan Samba Diallo’nun ruh hâlini resmediyor. Eser, sömürgeciliğin Afrika’daki sonuçları ve farklı dünyalar arasındaki çatışma alanına işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda felsefi bir modernlik ve Batı eleştirisi içeriyor.