Yüce Allah bütün mahlukatı yaratmış, rızkı genişletmiş, âlemlere malların tüm çeşitlerini ihsan etmiştir. Hallerin / durumların değişmesi üzerine onları mal konusunda sınamış ve onları mal hususunda genişlik ve darlık arasında kıvrandırmıştır. Zenginlik ve fakirlik, tamahkârlık ve ümitsizlik, servet ve iflas, acizlik ve kuvvet, harislik ve kanaat, cimrilik ve cömertlik, mevcut ile sevinmek ve yok olanla üzülmek, kardeşini kendisine tercih etmek, yedirmek, genişletmek, fakirlik, israfçılık ve sıkılık, aza razı olmak ve çoğu hakir görmek arasında insanları evirip çevirmiştir. Bütün bunları insanlardan hangisi amel yönünden daha güzel hareket eder diye, denemek için yapmıştır.
Bundan sonra şu gerçek ki, dünyanın fitnelerinin şubeleri çok ve geniştir. Fakat sahip olunan mal ve servet dünya fit nelerinin en büyüğü, meşakkatlerinin en baskını ve korkuncudur. Maldaki en büyük fitne, herkes mala muhtaç olmasındandır. Sonra mal elde edildiği zaman, onun fitnesinden kurtuluş yoktur. Eğer mal yok olursa, küfre dönmesi pek yakın olan fakirlik meydana gelir. Eğer mal var olursa, sonu zarardan başkası olmayan saldırganlık meydana geliyor. Hülasa mal, fayda ve afetlerden hâli değildir. Malın faydaları kurtarıcılardan, afetleri ise, helak edicilerdendir. Malın hayrını şerrinden ayırt etmek, ancak din hususunda basiret sahipleri tarafından mümkün olan zor meselelerdendir. Dinde kökleşmiş olan alimler ancak bunu ayırt edebilirler. Mağrur ve âlim kisvesinde olanlar ise asla ayırt edemezler.
Yüce Allah bütün mahlukatı yaratmış, rızkı genişletmiş, âlemlere malların tüm çeşitlerini ihsan etmiştir. Hallerin / durumların değişmesi üzerine onları mal konusunda sınamış ve onları mal hususunda genişlik ve darlık arasında kıvrandırmıştır. Zenginlik ve fakirlik, tamahkârlık ve ümitsizlik, servet ve iflas, acizlik ve kuvvet, harislik ve kanaat, cimrilik ve cömertlik, mevcut ile sevinmek ve yok olanla üzülmek, kardeşini kendisine tercih etmek, yedirmek, genişletmek, fakirlik, israfçılık ve sıkılık, aza razı olmak ve çoğu hakir görmek arasında insanları evirip çevirmiştir. Bütün bunları insanlardan hangisi amel yönünden daha güzel hareket eder diye, denemek için yapmıştır.
Bundan sonra şu gerçek ki, dünyanın fitnelerinin şubeleri çok ve geniştir. Fakat sahip olunan mal ve servet dünya fit nelerinin en büyüğü, meşakkatlerinin en baskını ve korkuncudur. Maldaki en büyük fitne, herkes mala muhtaç olmasındandır. Sonra mal elde edildiği zaman, onun fitnesinden kurtuluş yoktur. Eğer mal yok olursa, küfre dönmesi pek yakın olan fakirlik meydana gelir. Eğer mal var olursa, sonu zarardan başkası olmayan saldırganlık meydana geliyor. Hülasa mal, fayda ve afetlerden hâli değildir. Malın faydaları kurtarıcılardan, afetleri ise, helak edicilerdendir. Malın hayrını şerrinden ayırt etmek, ancak din hususunda basiret sahipleri tarafından mümkün olan zor meselelerdendir. Dinde kökleşmiş olan alimler ancak bunu ayırt edebilirler. Mağrur ve âlim kisvesinde olanlar ise asla ayırt edemezler.