Romanlar sadece bir kurgudan ibaret değillerdir. Onlarda bir topluma özgü bütün özelliklerin var olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, birbirine farkı iki toplumun üyesi olan Audrey ve Selim’in karşılıklı aşklarının anlatıldığı bu romanda, dönem içindeki “kadın” anlayışına, yükselen ırkçılığa, yaklaşmakta olan dünya savaşına ve bunun gibi pek çok unsurun aşk teması altında işlendiğini gözlemleyebiliriz. Bu yüzden romanların, toplumların düşünce yapısının, giyim kuşamının, örfünün, yemek kültürünün ve daha pek çok özelliklerinin öğrenildiği tarihi bir vesika olduğunu ifade etmek isteriz.
Romanlar sadece bir kurgudan ibaret değillerdir. Onlarda bir topluma özgü bütün özelliklerin var olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, birbirine farkı iki toplumun üyesi olan Audrey ve Selim’in karşılıklı aşklarının anlatıldığı bu romanda, dönem içindeki “kadın” anlayışına, yükselen ırkçılığa, yaklaşmakta olan dünya savaşına ve bunun gibi pek çok unsurun aşk teması altında işlendiğini gözlemleyebiliriz. Bu yüzden romanların, toplumların düşünce yapısının, giyim kuşamının, örfünün, yemek kültürünün ve daha pek çok özelliklerinin öğrenildiği tarihi bir vesika olduğunu ifade etmek isteriz.