Malik Hikâyeti adlı eser 1906 yılında Kazan’da Arap alfabesiyle basılmıştır. Hikâye, Kazan Tatar Türkçesinin klasik imlâlı nesir örneklerindendir. Eser, Şam padişahı Bedreddin ile veziri Ati Elmüluk arasında dünyada gamsız kedersiz kimsenin olup olmadığı hakkındaki tartışmayla başlamakta ve yine bu tartışmayla bitmektedir. Zengin bir tüccarın oğlu olan Malik ile Gazne padişahı Bahaman’ın kızı Şirin arasında geçen maceralı aşk, hikâyedeki olay örgülerinden biridir. Felsefi içerikli eserde, yalanın insanı yarı yolda bırakacağı, kaderden kaçılamayacağı gibi konular da işlenmektedir. Tatar Türkçesi Arap alfabesi imlâ özellikleri, ünlüler, ünsüzler, çok imlalı şekiller incelenmiştir. Metinde geçen Arapça, Farsça şekillere, Türkçe ve Rusça sözcüklere ayrı başlıklar altında yer verilmiştir. Gramatikal indeks eserin sonuna eklenmiştir. Eserin tıpkıbasımı dil tarihi araştırmalarına kolaylık oluşturması için çalışmada çeviri yazıyla bakışımlı olarak verilmiştir.
Malik Hikâyeti adlı eser 1906 yılında Kazan’da Arap alfabesiyle basılmıştır. Hikâye, Kazan Tatar Türkçesinin klasik imlâlı nesir örneklerindendir. Eser, Şam padişahı Bedreddin ile veziri Ati Elmüluk arasında dünyada gamsız kedersiz kimsenin olup olmadığı hakkındaki tartışmayla başlamakta ve yine bu tartışmayla bitmektedir. Zengin bir tüccarın oğlu olan Malik ile Gazne padişahı Bahaman’ın kızı Şirin arasında geçen maceralı aşk, hikâyedeki olay örgülerinden biridir. Felsefi içerikli eserde, yalanın insanı yarı yolda bırakacağı, kaderden kaçılamayacağı gibi konular da işlenmektedir. Tatar Türkçesi Arap alfabesi imlâ özellikleri, ünlüler, ünsüzler, çok imlalı şekiller incelenmiştir. Metinde geçen Arapça, Farsça şekillere, Türkçe ve Rusça sözcüklere ayrı başlıklar altında yer verilmiştir. Gramatikal indeks eserin sonuna eklenmiştir. Eserin tıpkıbasımı dil tarihi araştırmalarına kolaylık oluşturması için çalışmada çeviri yazıyla bakışımlı olarak verilmiştir.