Malta Konferansları “Malta Konferansları”

Stok Kodu:
9786051213361
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
80
Basım Tarihi:
2022-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
34,00TL
23,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 2,91TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786051213361
1261433
Malta Konferansları
Malta Konferansları “Malta Konferansları”
23.80

Milliyet, bu esasa (göre), yani hakiki Cemiyet-i Milel husule gelmesiyle olabilir. İngilizler, kendi halklarına nasyonalist; fakat harice karşı emperyalisttir. Bütün Avrupa devletleri böyledir. Binaenaleyh, hakiki nasyonalizm, bütün milletleri kendi milleti gibi müsavi görmektir. O zaman, beynelmilel hukuk, kanun ve mahkeme yapılabilir. Fakat bugün, zamanı henüz gelmemiştir. Yapılan, onun yalancı (şekli)dir.

Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı’da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye, o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp, Türkiye’de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş, Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp, bu çözüm arayışı içinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı’dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabasına girdi. Düşüncesinin temelinde, “Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak” gayesi yatıyordu. Gökalp, bu gaye uğruna konferanslar vermiş, değişik edebî türlerde eserler kaleme almış, farklı gazetelerde birçok konuda makaleler yazmış, ilmî araştırmalar yapmış, Türkiye’de bilimin gelişmesi için büyük bir gayret sarf etmiştir. Millî edebiyatın kurulması ve gelişmesinde de önemli bir rol oynayan, siyasi ve toplumsal konularda sayısız makale kaleme alan, bir dönem Diyarbakır milletvekilliği yapmış Ziya Gökalp’ın sosyoloji anlayışı, Türkiye’de 1940’lara kadar, neredeyse tek egemen sosyoloji ekolü olmuştu. Gökalp benimsediği sosyoloji anlayışı ile Türk tarihi, millî edebiyat, şiir, roman, bilim, felsefe, içtimai hayat, toplumsal yapının bilimsel yöntemlerle incelenmesi, iş bölümü gibi konulara eğilmiş ve görüşleri ile Türk sosyal biliminde ve edebiyatında bugünlere kadar etkisini göstermiştir.

 

Milliyet, bu esasa (göre), yani hakiki Cemiyet-i Milel husule gelmesiyle olabilir. İngilizler, kendi halklarına nasyonalist; fakat harice karşı emperyalisttir. Bütün Avrupa devletleri böyledir. Binaenaleyh, hakiki nasyonalizm, bütün milletleri kendi milleti gibi müsavi görmektir. O zaman, beynelmilel hukuk, kanun ve mahkeme yapılabilir. Fakat bugün, zamanı henüz gelmemiştir. Yapılan, onun yalancı (şekli)dir.

Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı’da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye, o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp, Türkiye’de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş, Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp, bu çözüm arayışı içinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı’dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabasına girdi. Düşüncesinin temelinde, “Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak” gayesi yatıyordu. Gökalp, bu gaye uğruna konferanslar vermiş, değişik edebî türlerde eserler kaleme almış, farklı gazetelerde birçok konuda makaleler yazmış, ilmî araştırmalar yapmış, Türkiye’de bilimin gelişmesi için büyük bir gayret sarf etmiştir. Millî edebiyatın kurulması ve gelişmesinde de önemli bir rol oynayan, siyasi ve toplumsal konularda sayısız makale kaleme alan, bir dönem Diyarbakır milletvekilliği yapmış Ziya Gökalp’ın sosyoloji anlayışı, Türkiye’de 1940’lara kadar, neredeyse tek egemen sosyoloji ekolü olmuştu. Gökalp benimsediği sosyoloji anlayışı ile Türk tarihi, millî edebiyat, şiir, roman, bilim, felsefe, içtimai hayat, toplumsal yapının bilimsel yöntemlerle incelenmesi, iş bölümü gibi konulara eğilmiş ve görüşleri ile Türk sosyal biliminde ve edebiyatında bugünlere kadar etkisini göstermiştir.

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat