Markanın hukuken korunması, tescil ile mümkündür. Bu kapsamda ülkemizde tescil işlemi, ilgili işaretin ayırt edici ve sicilde gösterilebilir olmasına bağlıdır. İki kriteri de sağlayan her işaret, tescil edilebilmektedir. Ancak markaların korunması, ülkesellik ilkesi doğrultusunda sadece tescilin gerçekleştirildiği ülke çapında olmaktadır.
Ticaretin uluslararası alana yayılması, korumanın ülkesel çerçevede sınırlandırılması, marka ile ilgili uluslararası düzenlemelerin yapılması zorunluluğunu doğurmuştur. Bu kapsamda Paris Sözleşmesi, TRIPS, TLT, Nice Anlaşması, Viyana Anlaşması, Madrid Anlaşması ve markanın uluslararası tesciline ilişkin Madrid Protokolü gibi birçok düzenleme yapılmıştır. Türkiye ise, birçoğuna taraf olması sonucu iç mevzuatını bu hususta revize etmiştir. 2017 yılında Sınai Mülkiyet Kanunu'nun kabulü ile birlikte marka hukuku, kapsamlı olarak düzenlenmiştir.
Marka tescili, çeşitli sebeplerden dolayı son bulmaktadır. Bu kapsamda yenilenmeme, haktan vazgeçilmesi veya geri çekilmesi gibi marka sahibinin iradesi sonucu kendiliğinden sona erebilmektedir. Kamu menfaatiyle yakından ilgili olan mutlak ret engellerinin ve önceki hak sahipliğine ilişkin olan nispi ret engellerinin varlığı halinde, marka sahibinin iradesi dışında mahkeme kararıyla da sona erebilmesi mümkündür.
Üç ayrı bölümden oluşan çalışmayı esasen diğer birçok benzer çalışmadan ayrılan kısımları ikinci ve üçüncü bölümleridir. Bu kapsamda ikinci bölümde marka tescilinin sağladığı faydalar ve tescil sistemleri incelemiş, ulusal ve uluslararası tescil işlemleri anlatılmıştır. Üçüncü bölümünde ise tescil ile elde dilen hakkın sona ermesine yer verilmiştir.
Kitapta Bulunan Konu Başlıkları
- Kavramsal Açıdan Marka
- Hak Olarak Markanın Doğumu: Tescil
- Markanın Hakkının Sona Erme Halleri
Markanın hukuken korunması, tescil ile mümkündür. Bu kapsamda ülkemizde tescil işlemi, ilgili işaretin ayırt edici ve sicilde gösterilebilir olmasına bağlıdır. İki kriteri de sağlayan her işaret, tescil edilebilmektedir. Ancak markaların korunması, ülkesellik ilkesi doğrultusunda sadece tescilin gerçekleştirildiği ülke çapında olmaktadır.
Ticaretin uluslararası alana yayılması, korumanın ülkesel çerçevede sınırlandırılması, marka ile ilgili uluslararası düzenlemelerin yapılması zorunluluğunu doğurmuştur. Bu kapsamda Paris Sözleşmesi, TRIPS, TLT, Nice Anlaşması, Viyana Anlaşması, Madrid Anlaşması ve markanın uluslararası tesciline ilişkin Madrid Protokolü gibi birçok düzenleme yapılmıştır. Türkiye ise, birçoğuna taraf olması sonucu iç mevzuatını bu hususta revize etmiştir. 2017 yılında Sınai Mülkiyet Kanunu'nun kabulü ile birlikte marka hukuku, kapsamlı olarak düzenlenmiştir.
Marka tescili, çeşitli sebeplerden dolayı son bulmaktadır. Bu kapsamda yenilenmeme, haktan vazgeçilmesi veya geri çekilmesi gibi marka sahibinin iradesi sonucu kendiliğinden sona erebilmektedir. Kamu menfaatiyle yakından ilgili olan mutlak ret engellerinin ve önceki hak sahipliğine ilişkin olan nispi ret engellerinin varlığı halinde, marka sahibinin iradesi dışında mahkeme kararıyla da sona erebilmesi mümkündür.
Üç ayrı bölümden oluşan çalışmayı esasen diğer birçok benzer çalışmadan ayrılan kısımları ikinci ve üçüncü bölümleridir. Bu kapsamda ikinci bölümde marka tescilinin sağladığı faydalar ve tescil sistemleri incelemiş, ulusal ve uluslararası tescil işlemleri anlatılmıştır. Üçüncü bölümünde ise tescil ile elde dilen hakkın sona ermesine yer verilmiştir.
Kitapta Bulunan Konu Başlıkları
- Kavramsal Açıdan Marka
- Hak Olarak Markanın Doğumu: Tescil
- Markanın Hakkının Sona Erme Halleri