Ayşe Çapanoğlu, özellikle doğa, çevre ve geleneklerimiz konusunu canlı tutarak küçük hikâyeler biçiminde çocuklara öğütler veriyor. Yazdıkları bazen küçücük bir hikâyeyi bazen de bir hatırayı andırıyor. Başından geçenleri, duyup gözlemlediklerini, çocukluk yıllarındaki gelenekleri hep böyle anlatıyor. İlkokul öğrencileri için vitamin hapı gibi anlatımlar veya öğütler denilebilir bu yazılara. Yok edilen çevre, zarar verilen doğa karşısında bir tür çığlık gibi yazılar. Sait Faik’in, Son Kuşlar hikâyesinde, “Çocuklar! Biz yeşili çok gördük, kuş seslerini çok duyduk ama sizler göremeyecek ve duyamayacaksınız!” dediği gibi Ayşe çapanoğlu da her fırsatta çocukları ikaz ediyor, onlara hatırlatmalar yapıyor. Yazılar minikleri düşünmeye ve sorumluluk bilincine davet ediyor.
Ayşe Çapanoğlu, özellikle doğa, çevre ve geleneklerimiz konusunu canlı tutarak küçük hikâyeler biçiminde çocuklara öğütler veriyor. Yazdıkları bazen küçücük bir hikâyeyi bazen de bir hatırayı andırıyor. Başından geçenleri, duyup gözlemlediklerini, çocukluk yıllarındaki gelenekleri hep böyle anlatıyor. İlkokul öğrencileri için vitamin hapı gibi anlatımlar veya öğütler denilebilir bu yazılara. Yok edilen çevre, zarar verilen doğa karşısında bir tür çığlık gibi yazılar. Sait Faik’in, Son Kuşlar hikâyesinde, “Çocuklar! Biz yeşili çok gördük, kuş seslerini çok duyduk ama sizler göremeyecek ve duyamayacaksınız!” dediği gibi Ayşe çapanoğlu da her fırsatta çocukları ikaz ediyor, onlara hatırlatmalar yapıyor. Yazılar minikleri düşünmeye ve sorumluluk bilincine davet ediyor.