1854 senesi, nisan ortalarına doğru, güneşli bir günün akşamına yakın, yolcu arabalarından biri limanın giriş kısmında durdu. Arabadan önce genç bir hanım indi. Arkadan, kucaklayarak indirdiği çocuk solgun, sıska ve kuvvetsizdi. Ancak beş yaşlarında görünüyordu. Hâlbuki altısını aşkındı. Genç hanım, matem elbiseleri içindeydi. Tatlı yüzüne yayılmış olan keder havası, bunu elbiselerinin renginden de daha fazla ifade ediyordu. Arabacının rıhtıma indirdiği bagajlar, bu hanımın Pouliguen'e sadece birkaç saat geçirmek üzere gelmediğini açıkça belirtiyordu. Böylece oğlu ile beraber yeni bir maceraya atılan genç kadın, derin izler bırakan bir hikâyenin ilk sayfalarını açtı.
1854 senesi, nisan ortalarına doğru, güneşli bir günün akşamına yakın, yolcu arabalarından biri limanın giriş kısmında durdu. Arabadan önce genç bir hanım indi. Arkadan, kucaklayarak indirdiği çocuk solgun, sıska ve kuvvetsizdi. Ancak beş yaşlarında görünüyordu. Hâlbuki altısını aşkındı. Genç hanım, matem elbiseleri içindeydi. Tatlı yüzüne yayılmış olan keder havası, bunu elbiselerinin renginden de daha fazla ifade ediyordu. Arabacının rıhtıma indirdiği bagajlar, bu hanımın Pouliguen'e sadece birkaç saat geçirmek üzere gelmediğini açıkça belirtiyordu. Böylece oğlu ile beraber yeni bir maceraya atılan genç kadın, derin izler bırakan bir hikâyenin ilk sayfalarını açtı.