“Hayatı olduğu gibi istiyordu, özü arayan ve ruha uzanan tüm yönleriyle.”
Genç bir denizci olan Martin Eden, ilk aşkı Ruth’la beraber sınıf farkıyla da tanışır. Bir insanın değerinin, sahip olduğu mevki ve servetle ölçüldüğü toplumda Martin kendini yetersiz hisseder. Sevdiği kadının aşkını hak etmek ve onun çevresine uyum sağlamak için kendini eğitmeye başlar. Bu süreç onu okumaya, ardından da yazmaya iter. Ancak gelişen entelektüel seviyesiyle sadece işçi sınıfından soyutlanmakla kalmaz; aynı zamanda gözünde büyüttüğü burjuva toplumunun sahteliğinin ve çıkarcılığının da farkına varır.
“Hayatı olduğu gibi istiyordu, özü arayan ve ruha uzanan tüm yönleriyle.”
Genç bir denizci olan Martin Eden, ilk aşkı Ruth’la beraber sınıf farkıyla da tanışır. Bir insanın değerinin, sahip olduğu mevki ve servetle ölçüldüğü toplumda Martin kendini yetersiz hisseder. Sevdiği kadının aşkını hak etmek ve onun çevresine uyum sağlamak için kendini eğitmeye başlar. Bu süreç onu okumaya, ardından da yazmaya iter. Ancak gelişen entelektüel seviyesiyle sadece işçi sınıfından soyutlanmakla kalmaz; aynı zamanda gözünde büyüttüğü burjuva toplumunun sahteliğinin ve çıkarcılığının da farkına varır.