Heidegger, dünyada olmaklık hali ile Kara ormanın derinliklerinde kaybolmaktan çekinmeden yola revan olan bir düşünürdür. Meramı bir menzile varmak değil, yolcu kalmaktır. Heidegger’e göre yolda olan bir felsefe kaybolabilir ve kaybolduğunda insanın kendi yolunu bulması kolay bir iş değildir. Ancak yanlış ve belirsiz olan felsefeye aittir ve ondan ürkmemek gerekir. Hatta Heidegger’e göre bir felsefenin derinliğinin ölçüsü onun yanılma gücünde yatmaktadır.
Varlığı anlamlandırma yolculuğunda teolojik kökeninden ayrılarak düşüncenin dünyasına adım atan Heidegger, ‘Bütün büyük düşünürler aynı şeyi düşünür’ cümlesiyle, felsefenin kendisini ve özünü kavrama tarzının iki bin yıldır farklı şekillerde dönüşüme uğramış olmasına rağmen, temelinde aynı kaldığına dikkat çekmiştir. Heidegger’e göre Platon ile başlayıp Nietzsche ile tamamlanan metafizik miadını doldurmuştur.
Bu çalışmanın temel gayesi, varlığın anlamı sorusunu göz ardı eden geleneksel anlayışı dekonstrüksiyona tabi tutan Heidegger’in felsefenin yerine düşünme kavramını ikame ederek, varlık, insan, Tanrı, hakikat gibi meseleleri varlığı önceleyen düşünce biçimi ile yeniden nasıl ele aldığını anlamaya ve anlatmaya çalışmaktır.
Heidegger, dünyada olmaklık hali ile Kara ormanın derinliklerinde kaybolmaktan çekinmeden yola revan olan bir düşünürdür. Meramı bir menzile varmak değil, yolcu kalmaktır. Heidegger’e göre yolda olan bir felsefe kaybolabilir ve kaybolduğunda insanın kendi yolunu bulması kolay bir iş değildir. Ancak yanlış ve belirsiz olan felsefeye aittir ve ondan ürkmemek gerekir. Hatta Heidegger’e göre bir felsefenin derinliğinin ölçüsü onun yanılma gücünde yatmaktadır.
Varlığı anlamlandırma yolculuğunda teolojik kökeninden ayrılarak düşüncenin dünyasına adım atan Heidegger, ‘Bütün büyük düşünürler aynı şeyi düşünür’ cümlesiyle, felsefenin kendisini ve özünü kavrama tarzının iki bin yıldır farklı şekillerde dönüşüme uğramış olmasına rağmen, temelinde aynı kaldığına dikkat çekmiştir. Heidegger’e göre Platon ile başlayıp Nietzsche ile tamamlanan metafizik miadını doldurmuştur.
Bu çalışmanın temel gayesi, varlığın anlamı sorusunu göz ardı eden geleneksel anlayışı dekonstrüksiyona tabi tutan Heidegger’in felsefenin yerine düşünme kavramını ikame ederek, varlık, insan, Tanrı, hakikat gibi meseleleri varlığı önceleyen düşünce biçimi ile yeniden nasıl ele aldığını anlamaya ve anlatmaya çalışmaktır.