Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (ö. 333/944), kendi adıyla anılan bir mezhebin imamı, müfessir ve fakih bir âlimdir. Bu denli önemli bir isim olmasına rağmen, onun hayatı hakkında mevcut bilgiler yaklaşık 20 satırlık bir açıklamadan ibarettir. Üstelik bu bilgilerin önemli bir kısmı, onun yazdığı kitaplardan, hocasının onun hakkında söylediği bir sözden ve mezar taşına Hâkim es-Semerkandî (ö. 342/953) tarafından yazdırılan yazılardan oluşmaktadır.
Başka bir deyişle, Mâtürîdî hakkında kapsamlı bilgiye ulaşmak neredeyse imkânsızdır. Bu çalışma, bu kadar önemli bir şahsiyetin hayatı hakkında neden detaylı bilgiye sahip olunamadığını ele almaktadır. Tabakât türü eserlerde çoğu âlimin hayatı hakkında daha fazla bilgi bulunurken,yaşayan bir mezhebin imamı olan Mâtürîdî hakkında bu denli az bilgiye sahip olunması, kanaatimizce, onun aklı hayatın merkezine yerleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan, Mâtürîdî, aklı ön planda tutmasıyla bilinen Mu‘tezile'ye, Ehl-i Hadis olarak anılan gruba ve tasavvufi çevrelere karşı akıl temelli eleştirilerde bulunmuştur. Mâtüridi’nin bir yandan söz konusu eleştirileri, diğer yandan zaten mütekellim bir kimliğe sahip olması, akılcı yanı da hesaba katıldığında onun unutturulmaya çalışılmasıyla sonuçlanmış olmalıdır. Bu çalışma, Mâtürîdî gibi bir dehanın bilinçli bir şekilde unutturulmaya çalışıldığı iddiasını ispatlama amacıyla, birbirini tamamlayan on iki makalenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (ö. 333/944), kendi adıyla anılan bir mezhebin imamı, müfessir ve fakih bir âlimdir. Bu denli önemli bir isim olmasına rağmen, onun hayatı hakkında mevcut bilgiler yaklaşık 20 satırlık bir açıklamadan ibarettir. Üstelik bu bilgilerin önemli bir kısmı, onun yazdığı kitaplardan, hocasının onun hakkında söylediği bir sözden ve mezar taşına Hâkim es-Semerkandî (ö. 342/953) tarafından yazdırılan yazılardan oluşmaktadır.
Başka bir deyişle, Mâtürîdî hakkında kapsamlı bilgiye ulaşmak neredeyse imkânsızdır. Bu çalışma, bu kadar önemli bir şahsiyetin hayatı hakkında neden detaylı bilgiye sahip olunamadığını ele almaktadır. Tabakât türü eserlerde çoğu âlimin hayatı hakkında daha fazla bilgi bulunurken,yaşayan bir mezhebin imamı olan Mâtürîdî hakkında bu denli az bilgiye sahip olunması, kanaatimizce, onun aklı hayatın merkezine yerleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan, Mâtürîdî, aklı ön planda tutmasıyla bilinen Mu‘tezile'ye, Ehl-i Hadis olarak anılan gruba ve tasavvufi çevrelere karşı akıl temelli eleştirilerde bulunmuştur. Mâtüridi’nin bir yandan söz konusu eleştirileri, diğer yandan zaten mütekellim bir kimliğe sahip olması, akılcı yanı da hesaba katıldığında onun unutturulmaya çalışılmasıyla sonuçlanmış olmalıdır. Bu çalışma, Mâtürîdî gibi bir dehanın bilinçli bir şekilde unutturulmaya çalışıldığı iddiasını ispatlama amacıyla, birbirini tamamlayan on iki makalenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.