Ağzının içinde demir tadı vardı. Kanıyor muydu? Kömür tadı da vardı. Yanıyor muydu? Aniden, gözlerini açmamasına rağmen, göz kapaklarından içeri ışık sızmaya başladı. Yokluk, yokluk olduğunu bildiği alanda, varlığı zorla içeri sokuyordu. Önce ışığın kaynağını yavaşça seçmeye başladı. Kafasını çevirerek etrafına baktı. Sadece arkası karanlıktı. Önünde görebildiği her yer, nabız gibi atan, çevresinden kırbaç gibi dalgalar çıkaran, çıplak gözle görmesi mümkün olmayan parlak beyaz bir ışıkla kaplıydı, ortasındaki alan hariç. O alanda ışık parlak, açık renk maviydi. Çok parlak, çok yakıcıydı. Dev bir kürenin içinde başka bir küre… Daha da yakından baktı.
Ağzının içinde demir tadı vardı. Kanıyor muydu? Kömür tadı da vardı. Yanıyor muydu? Aniden, gözlerini açmamasına rağmen, göz kapaklarından içeri ışık sızmaya başladı. Yokluk, yokluk olduğunu bildiği alanda, varlığı zorla içeri sokuyordu. Önce ışığın kaynağını yavaşça seçmeye başladı. Kafasını çevirerek etrafına baktı. Sadece arkası karanlıktı. Önünde görebildiği her yer, nabız gibi atan, çevresinden kırbaç gibi dalgalar çıkaran, çıplak gözle görmesi mümkün olmayan parlak beyaz bir ışıkla kaplıydı, ortasındaki alan hariç. O alanda ışık parlak, açık renk maviydi. Çok parlak, çok yakıcıydı. Dev bir kürenin içinde başka bir küre… Daha da yakından baktı.