743 sayılı Medeni Kanun, İsviçre Medeni Kanunu’nun Türkçeye çevrilerek kabul edilmesinin ve yasalaştırılmasının gerçekleştiği 1926 tarihinde Türk Hukukunda yapılan büyük devrimin en önemli eseri olarak kabul ediliyordu. Fakat zaman içinde, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında İnsan Hakları ve Kadın Hakları konusunda olan gelişmeler ile kadınlara karşı ayrımcılığın kaldırılması ve eşlerin aile birliği içinde eşit haklara sahip olmaları konusunda; ayrıca Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında Avrupa ülkelerinin gerekli düzenlemeleri yapmaları nedeniyle, ülkemizde de buna ayak uydurma gereği ortaya çıktı. Bu arada Medeni Kanunumuzun mehazını oluşturan İsviçre Medeni Kanunu’nda da birçok değişiklikler yapılmıştı.
Böylelikle, artık Türk Medeni Kanunu’nun temelinde yatan anlayışa uygun olarak, yenilenmesinin zamanının geldiği anlaşıldı. Bu kapsamda özellikle Aile Hukuku bölümünün çağdaş anlayışa uygun olarak yenilenmesi gerekiyordu. Bu amaçla 1994 yılında Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan Hukuk Fakülteleri öğretim üyelerinin, Bakanlık yüksek memurlarının, yüksek yargı organları mensuplarının ve uzman sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla bir Medeni Kanun Ön Tasarısı hazırlama komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon 743 sayılı Medeni Kanun’u baştan sona gözden geçirerek ön görülen tasarıyı hazırladı ve Bakanlığa sundu.
Komisyonca hazırlanan Medeni Kanun Tasarısı 20 Yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildi. 1030 maddeden oluşan tasarı 4721 sayılı Yeni Türk Medeni Kanunu olarak ve 743 sayılı bir önceki Medeni Kanun yerine geçmek üzere 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe konuldu.
Bu gelişmeler karşısında 6 baskısı 1999 yılında (aynı baskının bir kısım nüshası da 2000 yılında yayınlanmıştır) Medeni Hukuk kitabının 735 sayfası ile 1195 sayfası arasında yer alan Aile Hukuku ile ilgili bilgilerin yenilenmesi gerekli görülüp ve bu bilgilerin ayrı bir kitap halinde ve AİLE HUKUKU başlığı altında yayınlanması uygun görüldü.
743 sayılı Medeni Kanun, İsviçre Medeni Kanunu’nun Türkçeye çevrilerek kabul edilmesinin ve yasalaştırılmasının gerçekleştiği 1926 tarihinde Türk Hukukunda yapılan büyük devrimin en önemli eseri olarak kabul ediliyordu. Fakat zaman içinde, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında İnsan Hakları ve Kadın Hakları konusunda olan gelişmeler ile kadınlara karşı ayrımcılığın kaldırılması ve eşlerin aile birliği içinde eşit haklara sahip olmaları konusunda; ayrıca Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında Avrupa ülkelerinin gerekli düzenlemeleri yapmaları nedeniyle, ülkemizde de buna ayak uydurma gereği ortaya çıktı. Bu arada Medeni Kanunumuzun mehazını oluşturan İsviçre Medeni Kanunu’nda da birçok değişiklikler yapılmıştı.
Böylelikle, artık Türk Medeni Kanunu’nun temelinde yatan anlayışa uygun olarak, yenilenmesinin zamanının geldiği anlaşıldı. Bu kapsamda özellikle Aile Hukuku bölümünün çağdaş anlayışa uygun olarak yenilenmesi gerekiyordu. Bu amaçla 1994 yılında Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan Hukuk Fakülteleri öğretim üyelerinin, Bakanlık yüksek memurlarının, yüksek yargı organları mensuplarının ve uzman sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla bir Medeni Kanun Ön Tasarısı hazırlama komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon 743 sayılı Medeni Kanun’u baştan sona gözden geçirerek ön görülen tasarıyı hazırladı ve Bakanlığa sundu.
Komisyonca hazırlanan Medeni Kanun Tasarısı 20 Yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildi. 1030 maddeden oluşan tasarı 4721 sayılı Yeni Türk Medeni Kanunu olarak ve 743 sayılı bir önceki Medeni Kanun yerine geçmek üzere 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe konuldu.
Bu gelişmeler karşısında 6 baskısı 1999 yılında (aynı baskının bir kısım nüshası da 2000 yılında yayınlanmıştır) Medeni Hukuk kitabının 735 sayfası ile 1195 sayfası arasında yer alan Aile Hukuku ile ilgili bilgilerin yenilenmesi gerekli görülüp ve bu bilgilerin ayrı bir kitap halinde ve AİLE HUKUKU başlığı altında yayınlanması uygun görüldü.