Delil başlangıcı, varlığı hâlinde, senetle ispatı zorunlu olan hukuki işlemin takdiri delillerle de ispatına olanak sağlayan bu yönüyle de özellik arz eden bir takdiri delildir. Türk Hukukunda ve mukayeseli hukukta delil başlangıcı üç unsur üzerinden incelenmektedir. Buna göre delil başlangıcının maddi unsuru, kaynaklanma unsuru ve gerçeğe yakın gösterme unsuru olmak üzere üç unsuru bulunmaktadır.
Çalışmamızda karmaşık bir yapıya sahip delil başlangıcı müessesesiyle ilgili cevaplanması gereken hususlara eğilmeye özen gösterilmiştir. Buna göre delil başlangıcının zorunlu muhtevasının hukuki işlem olup olmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile elektronik belgelerin de artık delil başlangıcının maddi unsurunu oluşturabileceği düşünüldüğünde belgeye herhangi bir muhalefet yöneltildiğinde bu muhalefetin derdest davada incelenip incelenemeyeceği, "temsilciden kaynaklanmanın" söz konusu olabilmesi için bu temsilcinin borçlar hukuku anlamında yetkili temsilci olmasının gerekip gerekmediği, delil başlangıcının yalnızca ispatı kolaylaştıran bir araç mı olduğu yoksa başlı başına bir delil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği soruları cevaplandırılmaya çalışılmıştır.
Şüphesiz bu ve benzeri tartışmalı konularda Yargıtay'ın, Fransız ve Belçika Yüksek Mahkemelerinin içtihatlarından da olabildiğince faydalanılmaya çalışılmıştır.
Delil başlangıcı, varlığı hâlinde, senetle ispatı zorunlu olan hukuki işlemin takdiri delillerle de ispatına olanak sağlayan bu yönüyle de özellik arz eden bir takdiri delildir. Türk Hukukunda ve mukayeseli hukukta delil başlangıcı üç unsur üzerinden incelenmektedir. Buna göre delil başlangıcının maddi unsuru, kaynaklanma unsuru ve gerçeğe yakın gösterme unsuru olmak üzere üç unsuru bulunmaktadır.
Çalışmamızda karmaşık bir yapıya sahip delil başlangıcı müessesesiyle ilgili cevaplanması gereken hususlara eğilmeye özen gösterilmiştir. Buna göre delil başlangıcının zorunlu muhtevasının hukuki işlem olup olmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile elektronik belgelerin de artık delil başlangıcının maddi unsurunu oluşturabileceği düşünüldüğünde belgeye herhangi bir muhalefet yöneltildiğinde bu muhalefetin derdest davada incelenip incelenemeyeceği, "temsilciden kaynaklanmanın" söz konusu olabilmesi için bu temsilcinin borçlar hukuku anlamında yetkili temsilci olmasının gerekip gerekmediği, delil başlangıcının yalnızca ispatı kolaylaştıran bir araç mı olduğu yoksa başlı başına bir delil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği soruları cevaplandırılmaya çalışılmıştır.
Şüphesiz bu ve benzeri tartışmalı konularda Yargıtay'ın, Fransız ve Belçika Yüksek Mahkemelerinin içtihatlarından da olabildiğince faydalanılmaya çalışılmıştır.