Gerek geride bıraktığımız çağa yönelik çalışmalarımız gerekse bilim ve felsefe dili olarak Türkçenin imkânına yönelik incelemelerimiz ülkemizde medeniyet algısının bir netlik arz etmediği ve bu belirsizliğin hem sosyal hem de siyasi yansımalarının, “dildaş” olanların dahi kutuplaşmasına sebep olduğu tespitine götürdü. İşin bir ucundan tutmak adına “Ne yapabiliriz?” sorusunu sorduğumuzda “Medeniyet Tartışmaları: Türk Milliyetçisi Akademisyenlerin Bakışı” işin bir ucu olarak ortaya çıktı.
Farklı cenahlarda tartışılan “medeniyet” konusunda Türk Milliyetçilerinin görüşlerini yansıtan derli toplu bir çalışma sunmak için yola çıktık. Böylece farklı alanlardan Türk Milliyetçisi akademisyenleri çalışmamıza katkı sunmaya davet ettik. “İnsanlık hali” denilen bazı sebeplerden ve çalışmamızı hazırladığımız 2020 yılının dünya genelindeki özel koşullarından dolayı bazı hocalarımız yazılarını bu kitap için gönderemediler; ancak onların da beyan ettiği üzere, inşallah, tartışmalar serisinin ikinci kitabında onların da konuyla ilgili görüşlerini okuyabileceğiz. Yine çalışmamızda bir eksiklik olarak değerlendirilebilecek ve eleştirilebilecek nokta, kadın akademisyenlerimize ulaşmadaki eksikliğimiz oldu. Dolayısıyla, belki bizim de eksikliğimiz nedeniyle, Türk Milliyetçisi camianın “eril görüntüsü” çalışmaya da yansıdı. Yine bu eksikliği de bir sonraki kitapta gidermeyi planlıyoruz. Çalışmamızda bize makale göndererek katkı sağlayan değerli akademisyenlere teşekkürü bir borç biliriz.
Gerek geride bıraktığımız çağa yönelik çalışmalarımız gerekse bilim ve felsefe dili olarak Türkçenin imkânına yönelik incelemelerimiz ülkemizde medeniyet algısının bir netlik arz etmediği ve bu belirsizliğin hem sosyal hem de siyasi yansımalarının, “dildaş” olanların dahi kutuplaşmasına sebep olduğu tespitine götürdü. İşin bir ucundan tutmak adına “Ne yapabiliriz?” sorusunu sorduğumuzda “Medeniyet Tartışmaları: Türk Milliyetçisi Akademisyenlerin Bakışı” işin bir ucu olarak ortaya çıktı.
Farklı cenahlarda tartışılan “medeniyet” konusunda Türk Milliyetçilerinin görüşlerini yansıtan derli toplu bir çalışma sunmak için yola çıktık. Böylece farklı alanlardan Türk Milliyetçisi akademisyenleri çalışmamıza katkı sunmaya davet ettik. “İnsanlık hali” denilen bazı sebeplerden ve çalışmamızı hazırladığımız 2020 yılının dünya genelindeki özel koşullarından dolayı bazı hocalarımız yazılarını bu kitap için gönderemediler; ancak onların da beyan ettiği üzere, inşallah, tartışmalar serisinin ikinci kitabında onların da konuyla ilgili görüşlerini okuyabileceğiz. Yine çalışmamızda bir eksiklik olarak değerlendirilebilecek ve eleştirilebilecek nokta, kadın akademisyenlerimize ulaşmadaki eksikliğimiz oldu. Dolayısıyla, belki bizim de eksikliğimiz nedeniyle, Türk Milliyetçisi camianın “eril görüntüsü” çalışmaya da yansıdı. Yine bu eksikliği de bir sonraki kitapta gidermeyi planlıyoruz. Çalışmamızda bize makale göndererek katkı sağlayan değerli akademisyenlere teşekkürü bir borç biliriz.