"Lütfen güvercinlerimi unutmayın.”
MS 3. yüzyılda yatılı okulda okuyan bir gencin, babasına gönderdiği mektubun son satırı.
Dünya bir zamanlar mektup iletişimiyle dönüyordu. Akşam yemeğe ne zaman geliyoruz, muhteşem günümüz nasıl geçti, aşkımızdan nasıl havalara uçtuk, nasıl kahrolduk, her şey o mektuplardaydı. Mektup, posta yoluyla yaptığımız uzun ve benzersiz yolculuğun hikâyesi.
Yolculuk boyunca hem Cicero, Jane Austen, Virginia Woolf, Jack Kerouac, Anaïs Nin, Napolyon Bonaparte, David Foster Wallace gibi bilindik simaların hem de MS 3. yüzyılda yaşamış yatılı öğrenci gibi yazdıklarının bu kitabın parçası olabileceğini hayal bile etmemiş sıradan insanların kaleminden çıkmış muhteşem mektupların zarfını açıyor. Bir zamanlar çoksatanlar listelerine giren mektup yazımı üstüne rehber kitapların (Lewis Carroll bile bu furyaya katılmıştı) izini sürüyor, Oscar Wilde’ın mektup yollamak için seçtiği tuhaf yöntemi, görünmez mürekkebin kullanım sırlarını, sahipsiz mektupları hayata döndürmek için kurulmuş ”Ölü Mektup Ofisi”nin dramatik hikayesini paylaşıyor, hangi durumlarda düğün hediyesi olarak balık gönderilebileceğini öğretiyor, öldüğümüzde e-postalarımıza ne olduğunu sorguluyor. Ve basit bir mektubun hayatın gidişatını nasıl değiştirebileceğini gözler önüne seren, savaş dönemindeki bir yazışmanın büyüleyici hikâyesini gün yüzüne çıkartıyor.
“Büyüleyici anekdotlarla dolu... Mektuba karşı bulaşıcı bir heves yaratıyor.”
- New York Times
"Lütfen güvercinlerimi unutmayın.”
MS 3. yüzyılda yatılı okulda okuyan bir gencin, babasına gönderdiği mektubun son satırı.
Dünya bir zamanlar mektup iletişimiyle dönüyordu. Akşam yemeğe ne zaman geliyoruz, muhteşem günümüz nasıl geçti, aşkımızdan nasıl havalara uçtuk, nasıl kahrolduk, her şey o mektuplardaydı. Mektup, posta yoluyla yaptığımız uzun ve benzersiz yolculuğun hikâyesi.
Yolculuk boyunca hem Cicero, Jane Austen, Virginia Woolf, Jack Kerouac, Anaïs Nin, Napolyon Bonaparte, David Foster Wallace gibi bilindik simaların hem de MS 3. yüzyılda yaşamış yatılı öğrenci gibi yazdıklarının bu kitabın parçası olabileceğini hayal bile etmemiş sıradan insanların kaleminden çıkmış muhteşem mektupların zarfını açıyor. Bir zamanlar çoksatanlar listelerine giren mektup yazımı üstüne rehber kitapların (Lewis Carroll bile bu furyaya katılmıştı) izini sürüyor, Oscar Wilde’ın mektup yollamak için seçtiği tuhaf yöntemi, görünmez mürekkebin kullanım sırlarını, sahipsiz mektupları hayata döndürmek için kurulmuş ”Ölü Mektup Ofisi”nin dramatik hikayesini paylaşıyor, hangi durumlarda düğün hediyesi olarak balık gönderilebileceğini öğretiyor, öldüğümüzde e-postalarımıza ne olduğunu sorguluyor. Ve basit bir mektubun hayatın gidişatını nasıl değiştirebileceğini gözler önüne seren, savaş dönemindeki bir yazışmanın büyüleyici hikâyesini gün yüzüne çıkartıyor.
“Büyüleyici anekdotlarla dolu... Mektuba karşı bulaşıcı bir heves yaratıyor.”
- New York Times