Peride Celal’den dört öykü:
İki yıldır bir Böcek ile yaşayan kadın, kendisine böceğin onunla yaşadığını söyleyecek olan psikiyatra başvurmakta arar çareyi; sanki çarenin kendisi “Böcek” olabilirmiş gibi.
Saf ve temiz bir adam değildi Saffet Bey. Sadece para kazanmaya harcadığı bir hayata giriş bileti olmuş “sevgili” eşinin yasını, geç kalmış bir gelecek planlamasına vesile kılmıştı. Ama uzaktan, Londra’da eğitim gören küçük oğlundan gelen zehir zemberek bir “Mektup” ile darmadağın olur. Gelecek kurguları geçmiş masallarıyla iç içe geçer.
İşçi bir çocuğun hayatına yön veren yaşlı bir anne kendi kızının hayatını yönlendirememiş olabilir mi? Kırkına doğru düzenli olarak koşmaya başlayan “çocuk”un yaşam serüveni, ülkenin yakın tarihinin özetlendiği öyküye dönüşür “Koşucu,” kızın da annesinin meyvesi olduğunu anladığı bir öyküye.
Ergenlikten kadınlığa geçişinde üzerine yığılmış baskılardan tek tek kurtulmaya çalışmaktadır “Kaçak.”
* * *
“Ben, öyküden romana geçen bir yazarım. İlk gençliğimde ve daha sonraları da yüzlerce öykü yazdım. Bunlar gazete sayfaları arasında kaybolup gittiler. (...) Sonradan roman yazmaya başladım. (...) Öykü yazmak kolay iş değil. Romandan bile zor bir bakıma. Daha da zevkli. Ben, bildiğiniz gibi, burjuva bir aileden gelen, büyük kenti ve bu çevrenin, büyük kentin tutucu, yozlaşmış insanlarını eleştiren bir yazarım. Mektup adlı bu yeni kitabımdaki dört öykü de, romanlarım gibi aynı düşünce ve gözlemlerle yazıldı.”
Peride Celal
“Kimi romancıların kısa öyküleri, hele öyküleri, birer roman kırıntısı olmaktan kurtulamaz. Peride Celal’in öyküleri, onun roman dünyasını kimi ögeleriyle yansıtsa bile, roman kırıntısı değil ‘öykü’dür.”
Hulki Aktunç
Peride Celal’den dört öykü:
İki yıldır bir Böcek ile yaşayan kadın, kendisine böceğin onunla yaşadığını söyleyecek olan psikiyatra başvurmakta arar çareyi; sanki çarenin kendisi “Böcek” olabilirmiş gibi.
Saf ve temiz bir adam değildi Saffet Bey. Sadece para kazanmaya harcadığı bir hayata giriş bileti olmuş “sevgili” eşinin yasını, geç kalmış bir gelecek planlamasına vesile kılmıştı. Ama uzaktan, Londra’da eğitim gören küçük oğlundan gelen zehir zemberek bir “Mektup” ile darmadağın olur. Gelecek kurguları geçmiş masallarıyla iç içe geçer.
İşçi bir çocuğun hayatına yön veren yaşlı bir anne kendi kızının hayatını yönlendirememiş olabilir mi? Kırkına doğru düzenli olarak koşmaya başlayan “çocuk”un yaşam serüveni, ülkenin yakın tarihinin özetlendiği öyküye dönüşür “Koşucu,” kızın da annesinin meyvesi olduğunu anladığı bir öyküye.
Ergenlikten kadınlığa geçişinde üzerine yığılmış baskılardan tek tek kurtulmaya çalışmaktadır “Kaçak.”
* * *
“Ben, öyküden romana geçen bir yazarım. İlk gençliğimde ve daha sonraları da yüzlerce öykü yazdım. Bunlar gazete sayfaları arasında kaybolup gittiler. (...) Sonradan roman yazmaya başladım. (...) Öykü yazmak kolay iş değil. Romandan bile zor bir bakıma. Daha da zevkli. Ben, bildiğiniz gibi, burjuva bir aileden gelen, büyük kenti ve bu çevrenin, büyük kentin tutucu, yozlaşmış insanlarını eleştiren bir yazarım. Mektup adlı bu yeni kitabımdaki dört öykü de, romanlarım gibi aynı düşünce ve gözlemlerle yazıldı.”
Peride Celal
“Kimi romancıların kısa öyküleri, hele öyküleri, birer roman kırıntısı olmaktan kurtulamaz. Peride Celal’in öyküleri, onun roman dünyasını kimi ögeleriyle yansıtsa bile, roman kırıntısı değil ‘öykü’dür.”
Hulki Aktunç